“NERDE O ESKİ BAYRAMLAR “
Hep söylüyoruz ya “Nerde O Eski Bayramlar “…
Aslında bayramlar hep aynı. Bir bayram başlıyor,bir bayram bitiyor.Bu şekilde sonsuza kadar devam edecek. Bizler de yavaş yavaş yaşlanacağız.
İnsanlar bir şeylerin değerini kaybedince anlıyor. Hele şu günlerde sağlığımızın değerini çok daha iyi biliyoruz.
Şimdi biraz da çocukluğumuzdan bahsedelim;
1969 yılının Şubat ayında Kocaeli ‘nin şirin mi şirin Kandıra ilçesinin sahil köyünde gözlerimi dünyaya açmışım. Ailenin ortancı çocuğu olarak. Babam öğretmen ve okul müdürü(Rahmetli) annem de ev hanımı.
12 yaşında elinde bir çanta, doğru Bilecik Devlet Parasız Yatılı Okuluna. Yıllarca Bilecik ‘te eğitim gördük. Yıllar geçti, okul bitti. Okul bitti, ama eğitim hala devam ediyor. Taaa ki ölene kadar…
Eğitimle birlikte, çok güzel dostluklar edindik.
Hala bu dostluklar devam ediyor. Örneğin, Prof.Dr Serdar Pirtini, Prof.Dr Sezgin Sarıkaya, Doçent Doktor;Mustafa Tekkeşin, Av,Güven Küçükkısa, İdris Doğan Şafak, Hüseyin Şensoy, Salih Dizdar, Metin Ada, Şener Öner, Fatih , Ali Pirtini ve daha yüzlerce büyük dostluklar edindik. Hala da bu dostluklar devam ediyor.
Şimdi gelelim eski bayramlaraaa;
Çocukluğumuzda bu kadar çeşit ürün ve bu kadar iyi imkanlarımız yoktu.Bayramda giyeceğimiz kıyafetlerimizi akşamdan yatağımızın yanına koyar, heyecanla sabahın olmasını beklerdik. Hatta heyecandan ve sevinçten uyuyamazdık.
Sabah olur, cici kıyafetlerimizi giyer, bayram namazımızı kılar, koşa koşa evimize gelirdik.
Ailecek bayramlaşma töreni yapılır,bayram harçlığı toplanır, şekerler yenirdi.
Aile içi bayramlaşma töreni sonrası eş dost, akrabalar geziler, el öpülürdü. Ne kadar da güzel günlerdi o günler. Şimdi kardeş kardeşi bayramlaşmak için bile aramıyor. Kaldı ki gerisi…
Evet, “Nerde O Eski Bayramlar “… Bir kaç bayramdır ne rahat bayram namazımızı kalabiliyoruz, nede cici kıyafetlerimizi giyip, eş dost, akraba ziyareti yapabiliyoruz. Yaptığımız tek şey, evde oturup, eş dost, akrabalarımızı telefonla arayarak, bayramlaşıyoruz. Yani, sevgimizi gösteren sarılma ve dokunma yok, el öpme yok. Yani yok ta yok. Ne var;Telefonla görüşme var. Buna da şükür.
Yani kısaca,hayatta en önemli şey sağlıkmış onu anladık.Tekrar eski bayramları yaşamamız için bu hastalığın bitmesi şarttır. Yoksa bizler yine bu şekilde bayramlaşmaya devam edeceğiz. Allah’ım korusun inşallah.
Tekrar eski bayramlaraaa ulaşmak dilediği ile, hepimizin bayramını candan tebrik ediyorum kıymetli okuyucularım;
Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın