AYHANYALÇIN; “MAKAMLAR HİÇ KİMSENİN TAPULU MALI DEĞİLDİR “
İNSANLARIN BAŞARISI ; GÖREVLERİ SONUNDA BIRAKTIĞI ESERLERİ İLE ÖLÇÜLÜR”.
Milletvekillerin ve Başkanların oturdukları makamlar geçicidir. O makamlar kimsenin babasının malı değildir. Hele o makamlar yan gelip yatasınız diye verilmiyor. Seçimlerde sözler veriliyor, sözde projeler sunuluyor, vaatler veriliyor, köy köy, mahalle mahalle, belde belde gezinip, sıkılmadık el bırakılmıyor.
İnsanlarımız samimi yaklaşımlardan ve verilecek vaatlerden çok hoşlanır. Hele, özellikle Anadolu insanımız kendilerine samimi ve içten davranılmasından,ayrıca el öpülmesinden çok mutlu olur. Ama, bu mutluluk kısa sürer; Çünkü, seçim sonunda o samimi duygular rafa kalkar. Artık resmiyet başlar ve araya mesafeler girer. Taaa ki bir daha ki seçimlere kadar. Tabii ki bu her siyasetçi için geçerli değildir. Bazı siyasetçiler hiç bir zaman değişmez ve hep aynı davranışı, aynı tavırları sergilerler. Mesela Kocaeli Milletvekili sn;Radiye Sezer Katırcıoğlu,Mesela Kocaeli Milletvekili sn:Cemil Yaman… Her iki kıymetli Milletvekilimiz seçildikleri günden beri hiç değişmediler.Hep aynı samimiyeti ve hep aynı duygularla hizmet yarışı içinde oldular. Yine aynı heyecan ve coşku ile önce Türkiye, sonra da Kocaeli halkına hizmet etmek için canla başla çalışıyorlar. Her iki vekilime teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Ama, maalesef her seçim sonrası makamlara oturan başkanlar,sanki o makamlarda ömür boyu oturacaklarını düşünerek yaşarlar. Ne verdikleri sözü tutarlar, nede sunduğu projeleri uygularlar. Artık yatma zamanı gelmiştir diye düşünüyorlar sanki. Ama, her başkan aynı düşünmüyordur sanırım.
Şimdi, Belediye başkanının tanımını yapalım;
Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye başkanı, ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilir. Belediye başkanı, görevinin devamı süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alamaz, profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve yönetiminde bulunamaz…
Gelgelelim işin gerçek boyutuna; Zaman o kadar çok çabuk geçiyor ki. Bir bakıyorsun yine bir seçim zamanı gelmiş çatmış. Başkanın yaptığı ve arkasında bıraktığı eserler konuşulmaya başlanır. İşte o zaman başarı için yapılan hizmetlere bakılır.Yapılan hizmetler yeterli değilse, ayrıca arkasında hiç bir eser bırakılmamış ise, o başkanının karnesi zayıftır. Ve sınıfta kalmıştır. Yani, başkan başarısızdır.
Halkımızın beklentisi karşılanması gerekli iken, bu beklentisi karşılanmadığı zaman değişiklik yapılması gerekiyor. Ve siyasi partilerin genel merkezi tarafından yeni bir başkan adayı belirleniyor. Veeeee bu değişim uzun yıllar devam ediyor.
Eğer, başarılı bir başkan ise yoluna devam ediyor.Başarısız bir başkan ise tırpanlanıp,görevi sonunda köşesinde bekliyor.Ne zamana kadar mı? Onu da siyasetçiler belirliyor.
İşte o zaman başkanlar anlıyor ki, makamlar hiç kimsenin tapulu malı değildir. Yani, hiç kimsenin babasının malı değildir…Kısaca her başkanının kaderini önce halk, sonrada genel merkez belirliyor. İşin özeti budur.
Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın