ÜLKEMİZ SAHTE DİPLOMA CENNETİNE DÖNDÜ!!!

Köşe Yazarı , 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi ,İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Yaklaşık 50 farklı alanda eğitim ve sertifika sahibi,Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO

21 Kasım 2025 11:25 | Son Güncellenme: 21 Kasım 2025 11:26

110

“Bilgi En Büyük Güçtür”…( Francis Bacon)

Bilgi, insan aklının alabileceği gerçek, olgu ve ilkelerin tümüne verilen addır. Başka bir deyişle bilgi, bir konu, ya da bir iş konusunda öğrenilen, ya da öğretilen şeylerdir. Bilgi kültürdür. Bilgi ekindir. Bilgi sahip olduğumuz kültürel değerlerin toplamıdır. Günümüzde ise maalesef bilgi ve kültür eksikliği var. Resmen cahil bir toplum haline geldik. Cehalet almış, başını gidiyor. Ama herkes ulema olmuş, bilim ve ilim adamı olmuş!.

Bilgi, en değerli hazinedir. Ama son yıllarda herkes konuşuyor, herkes yazıyor. Hatta ahkam kesiyor. Yani bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. O kadar çok konuşan var ki, hayretler içinde kalıyoruz. Bilen de yorum yapıyor, bilmeyen de. Toplumda resmen bilgi kirliliği var.

Bilgi, paylaştıkça güzeldir ve faydalıdır; Ama konuşanları ve konuları dinlediğimde utanç duyuyorum. Mübarek herkes siyasetçi olmuş, herkes filozof olmuş, herkes alim olmuş, herkes ulema olmuş, herkes bilim ve ilim adamı olmuş.

“Konuşup da aptallığınızı ortaya koyacağınıza, konuşmayın da, hiç olmazsa herkesin şüphesi kalsın”…( Abraham Lincoln)

“Biliyorsan konuş, alim sansınlar. Bilmiyorsan sus ta adam sansınlar”…( Hz. Mevlana)

Bilgi aslında çok değerlidir. Ama son yıllarda kazanılan ünvanlara baktığımızda maalesef ünvanlarla insanlar birbirine hiç uymuyor ve hiç yakışmıyor. Kişilerin ünvanlarına baktığımızda o kadar çok komik ve o kadar çok seviyesiz kelimeler ve sözcükler kullanılıyor ki, resmen beyin tutulması yaşıyoruz. Ünvan o kadar ucuz mu bu ülkede…? Ünvan almak o kadar kolay mı bu ülkede…?

Şimdi ünvan ne demek onu açıklayalım. Ünvan, bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad ve sandır.

Ünvan, bilginin taçlanması, kişilerin taçlandırılmasıdır. Ama günümüzde öyle mi?…

İnsanlara ünvan veriliyor verilmesine, ama insanlarla ünvanları birbirine hiç uymuyor. Yüksek lisans, Yrd. Doçent Dr, Doçent Dr, Prof.Dr … Ama bu ünvan sahiplerinin vasıfları, konuşmaları ünvanları ile hiç mi hiç uyuşmuyor. Ayrıca hiç yakışmıyor…

Bir çok insan hak etmediği halde bu ünvanlara sahip oluyor. Bir de ülkemizde sahte diploma bolluğu var. Hatta ve hatta ülkemizde sahte diploma siteleri bile var. Sahte diploma ile işe girip, daha sonra diplomasının sahte olduğu anlaşılan binlerce insan ortaya çıktı.

Mesleğim gereği aktif siyaset yaptığım için sürekli halkın içindeyim. Ayrıca halkın içinde olmak zorundayım. O yüzdendir ki çok geziyor, çok okuyor ve halkın dertlerini dinliyorum. Bu arada sürekli açık oturumları ve programları izliyorum. Ayrıca sürekli olarak programlara katılıyorum. Bazı programlarda halkı bilgilendirmek amacıyla bilgi paylaşımı yapılıyor. Lakin bazen de öyle konuşmacılar var ki; ünvan üst düzeyde, konuşmaları ise basit ve anlamsız. Resmen felaket tellallığı yapıyor, kin nefret kusuyorlar. Kimileri alınması gereken önlemleri anlatıyor, kimileride boş boş konuşup, gazel okuyorlar. Tabi ki yersen. Ama ben yemem kardeşim, ben yemem…

Bazı programlarda konuşulanları dinlediğimde resmen utanç duyuyorum. Hele bazı siyasetçiler var ki evlere şenlik. Utanç verici. İki lafı bir araya getirip konuşamıyor. Bilgisi yok ki konuşsun, bilgisi yok ki yorum yapsın, tecrübesi yok ki toplumu bilgilendirsin. Hatta o kadar da utanç verici bir durum ki önüne konulan belgeleri ve yazıları bile okuyamıyor ve resmen kekeliyor. Çünkü konuşmada as olan bilgidir.

Millet, adamda ünvan var diye adamı bir şey sanıyor. Ne bilsin ki unvanın boş teneke gibi, boş davul gibi olduğunu. Çünkü boş tenekeden ve boş davuldan çok ses çıkar.

Bilgi sahibi insan nerde ne konuşacağını iyi bilir. Ayrıca konuşacağı yeri ve zamanı iyi bilir. Konuları uzatmaz ve bilgiyi aktarır. Cahil kimse ise gerekli gereksiz her konuda boş konuşur. İş te günümüzde durum aynı böyledir. Bu siyasette de böyledir, toplumda da böyledir.

Șerefi ve karakteri olmayan insan, perdesiz bir eve benzer. Perdesiz ev; Ya kiralıktır, ya da satılıktır…

Dünya malı için şerefsiz ve karaktersiz olmaya gerek yok.

Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır. Bu nedenle bir lokma ekmek için şerefi ayaklar altına almaya, bir anlık zevk için namusu lekelemeye, bir anlık mevki ve makam için el, ayak öpmeye, günlük menfaatler için fazileti ve dünyayı karartmaya değmez…

Makam ve mevki için şerefsiz, ahlaksız, namussuz, üçkağıtçı, sahte diplomacı, yalaka ve fırıldak olmaya gerek yok.

Saygılarımla!

Ayhan Yalçın

Gazeteci, Yazar, Stratejist, Analist, Köşe Yazarı , Yorumcu, Şair, 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Eski Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO…(Yalnızca Haddini Bilen)

1 | 1

Screenshot_20251120_223251_Gallery