Dolar 32,5360
Euro 34,9410
Altın 2.433,28
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 19°C
Az Bulutlu
Trabzon
19°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C




















LİDERLİK DEĞİL REHBERLİK YAPIN

POLİTİKACI YAZAR
8 Aralık 2021 23:10
2.580
A+
A-

LİDERLİK DEĞİL REHBERLİK YAPIN

Dünyayı sömüren av ve avcı haline getiren insan hakları ihlali yapan baskıcı ve otoriter sistemi ret ediyoruz. Kolektif rehberlik esastır dönüşümlüdür veTOPLUMLAR VE DEMOKRASİ

Dört yüzyıldır toplumlar ulus devlet formuyla politize olmuşlardır.

İdeolojik yapılanma formunda milliyetçilik, dincilik, mezhepçilik, asimilasyon, savaşlar ve soykırım toplumları toplum olmaktan çıkarmıştır. Dünyayı yaşanmaz hale getirip cehenneme çevirmiştir.

Bunun tek alternatifi demokratik Ulus Devlet formudur.  Lakin bu Ulus Devlet formu tüm kurumlarıyla çürümüş ve viran haldedir. Demokratik sistemde Devlet ve İktidar örgütleri sönümlenmelidir.

Sosyal ve ekonomik yapılanma tüm toplumsal alanlara yayılmalıdır. İşleyen komün ekonomik kültürel değerleri temelinde insanoğlu yeniden üretici konumuna geçmelidir.

İnsanlığın özgür temelleri atılıp çağdaş ve demokratik ulusçuluğun temelleri yeniden atılmalıdır.

Toplumsal sorunların gizli ve mitolojik yöntemlerle çözülemeyeceği aşikardır.

Toplumlar ancak özgür ve demokrat bir bilinçle çözüm yoluna kavuşabilir.

İnsan bilincinin üstün bir edinimi vardır örneğin; her iyiliğin altındaki kötülüğün, her kazancın kaybı, ilkel masumiyetin akılcılığı, inatçı kararlılık, dar kabilede insanlık duygusu, doğa ve ekolojik duyarlılık gibi.!  Arzulanan bu tarz edinimleri yaşama gücü veren bağlamın bir takım özelliklerini dayanışma ve topluluklar adına’ doğanın tamamen bizden önce davranmaması adına’ tüm bilgeliğimizle layık bir şekilde arkaik bağlamları özgürleştirip dönüştürmemiz lazım.

Beş bin yıllık sömürgeci yapılanma, doğanın ve içinde yaşayan canlıların, toplumların evrimsel süreçlerinin gen yapılarıyla oynayıp tüm dengeleri bozmuştur. Süreci tersine çevirmek için gelecek nesiller için çok geç kalmış sayılmayız.

İnsanlığı doğallaştırmak ve doğayı insanlaştırmakla işe başlamalıyız. Bugünkü şartlarda görüyoruz ki doğa ve insan birbirinden kopmuş maddenin insana verdiği öz bilinci de kaybetmiş bulunmaktayız.

Rantçı düşünce formu sömürgecilik doğayı insanlığı hırpalayıp kıyıma tabi tuttu.

Bu düşünce sistemi acımasızca sayısız kurbanlar verdi. Demek isterim ki’ tabiatla toplumlarla bilinçli ve barışçıl yaşamak mücadele etmek insan olmanın gereği ve erdemidir.

Bölücülük ve vatan hainliği gibi kavramlarla bir takım mücadelelere dahil olmak ahlak dışı ve gayrimeşru propagandalar yapmak insanlık ve doğa suçudur.

Toplumların varoluş mücadelesinin devamı için demokrasi şarttır.

İnsan topluluğundaki in organik biyolojik güçler toplumsal eşitliği yıkıma uğrattı ne yazık ki.

Özellikle cinsiyet ayrımcılığı soy ve mezhepçilik, meclisi hiyerarşiyi örgütledi. Toplumsal sınıflandırmaya özendirildi insanlık, Sömürü ve ideolojik etkenlerle insanlık baskı altına alındı.

Güçlüler zayıf toplumların yaşam alanlarını, tarlalarını, geçim araçlarını ve yaşam hak ve özgürlüklerini gasp etmişlerdir. İnsanın insan üzerinde hakimiyet kurması, vahşet şekilde yürütülen savaşlar, soykırımlar, asimilasyonlar, doğayı ve toplumu felakete sürükleyen sistem yağma ve talan yöntemiyle insanlığı tuzağa düşürüp av ve avcı hale getirmiştir. Din ve Devlet sömürgeciliğin fidanlarını birlikte dikmiştir. Yobazlığın olduğu her yerde sömürü vardır. Zorlayıcı yöntemlerle bizleri dizayn edemezler.

Özellikle ekonomiyi istismar amaçlı kullanamazlar düzende büyük bir sızıntı çökme vardır tehditle ahlaksız bir noktaya gelinmiştir ve inanıyorum ki yıkılması an meselesidir.

Uydurma hikayelerle saptırılmış sosyal bilimlerle toplumu daha fazla oyalayamazlar. Tarihin tekerleği Z kuşağı dediğimiz yeni nesillerin bir devrim yapıp baskıcı sistemi tarihe gömecektir. Cumhuriyetçi ve demokratik yaşam çağına geçiş, ilkesiz bölen yıkıcı sistem yapılanmasına son verecektir.

İnsanlık hiçbir canlı türüne zarar vermeden, hakimiyet kurmadan, sömürmeden, ortak yaşamda buluşmalıdır. Toplum olarak savunma ve baskılara tepki verme insan olmanın gereğidir.

Demokratik eleştiri temelinde birleşme esasdır. İdeoloji temelinde ayrışmadan emin adımlarla hedefe yürümeliyiz. Evrensel gerçekleri tüm farklılıklarıyla kabullenip canlı tutmalıyız.

Dünyamızı kurnazca maskeli küreselcilerin darbesinden kuşatmasından kurtarmalıyız.

Tek dünya tek ekonomi tek tip insan yaratma projelerini sabote etmeliyiz. Tüm dünya halkları parayla terbiye edilerek kontrol altına alınmış ulus devlet hiyerarşisi hüküm sürmektedir. Orta doğuda, Uzak Asya’da ve Afrika’da yaşananları görüyoruz. Siyasi dengeler dengesizleşti. İnsanlığın geleceğini, özgürlüğünü, umutlarını yeniden yeşertmek korumak ve savunmak için yöntemler geliştirip Demokrasi mücadelesi vermek ve dayanışmacı paylaşımcı kültürle biçimlenerek sitemi iyileştirmeliyiz.

Son olarak şunu diyebilirim ki; her düzeyde saygılı bir şekilde eleştirilere ilkeli bir şekilde cevap verebilmeli, dostluk kardeşlik, sevgi, aşk, aile ilişkileri seviyeli olmalı, kadına, çocuğa, hayvana yaklaşım özgürlük temelinde olmalı. Yöneticilerin ve üyelerinin sade, dürüst, onurlu ve taktir toplayacak düzeyde olmalı, halkını ülkesini ve dünya halklarının dinsel ve mezhepsel inançlarına saygı duymalıdır. İnsanlara yaklaşım onların Umut ve Özlemlerini boşa çıkaracak durumlardan kaçınılmalıdır. Yöneticilerin örgüt bilgilendirmeleri panellerde, kongrelerde, mitinglerde usluplü ve hitabeti yandaş olmamalıdır. İyi bir dinleyici, araştırmacı, sorgulayıcı olmalıdır. Fedakar cesur ve kararlı olmalıdır. Egolar ön planda olmamalı yargısız infazlar yapılmamalıdır. Tartışmalar dedikodular demokrasiyi parçalar, birliği ve mücadeleyi engeller hatta fiziki çatışmalara sebep olur. Karizma ve kibir hastalığından kurtulup vicdanlı sistemle siyaset yapmalıyız. Eleştiri ve öz eleştiri kurumu kurmalıyız toplumsal sorunları çözmede en iyi yoldur. Hatalı düşünceler ve söylemler etkisizleştirilip tedavi edilebilir. Öz eleştiri kişinin kendi hatalarını aşma ahlakıdır ve insanlığı soylu ahlaklı bir sisteme taşıma projesidir evrensel değerlere değer katar…

Sevgi ve Hoşgörü ve Vicdanla yaşamak olsun ilkemiz.

rotasyona tabidir.

Şimdilerde siyasette üretme sorunları çözme sağduyu ihanet olarak algılanıyor yazık ki…

Kamulaştırılan ekonomi devlet varlığını gerektirir. Devletin yönettiği ekonomi de sürekli kriz üretir.

Krizler bürokrasiyi yapılandırır ve devlet kapitalizme dönüşür. Böylelikle üretim ve ülke menfaatine sözde alınacak kararlar demokrasi dışı bürokrasi kararlarıdır. Ekonomi ulus devlet yapılanması ile içselleşir. Toplumların ekonomik ve diğer sorunlarını rehberlik federasyonları çatısı altında yüz yüze tartışarak çözüme ulaştırılmalıdır.

Siyasi parti liderleri kendi iradelerini toplumun iradesinin üstünde görmemelidir.

Liderlik hastalığından kurtulup rehberlik olgusuyla hareket etmelidir.

Ahlaki ideolojik ve politik yeterlilik değerleriyle pratikleşmelidir.

Rehberlik olgusu insanlığın huzuru ve mutluluğu için gerekliliktir. Dünya toplumları er yada geç sürü psikolojisinden sıyrılıp kibirli siyasilerden kurtulacaktır ve rehberlik yapabilecek düzeyde erdemli insanlarla kendi seçtikleri cesurlarla yol gitmeye karar verecektir.

Demokratik, planlı,  yaratıcı, üretken, çözüm odaklı, özgürlükçü, sevgi ve saygı dolu, iradeli ,mutlu cesur, onurlu, fedakar, sorgulayıcı, araştırmacı, halkları ayrıştırmayan, dostluk değerlerini temel alan demokratik kültürle yol alan soylu değerleri elbet bulacak ve koruyacaktır.

Yol göstericimizi rehberimizi bulmak ve seçmek vicdani sorumluluğumuzdur.

Yıllarca kibirli siyasetçilere, halkların sömürülmesine izin verdik. Gelecek nesillerden umutluyuz onlar bu hiyerarşik düzeni bozup dünyayı güzelleştireceklerdir.

Dünyada bir kaos sürecini başlattılar ne yazık ki’ İklimlerle, genlerle ,ekonomiyle, 5G sistemiyle, nano teknolojiyle, DNA mzla oynadılar. Finans emperyalist sistem her zaman ki gibi dünyayı yeniden şekillendirmeye gitti. Demokratik sözde güçler bu küreselci oyunlara sessiz kaldı hatta ön ayak oldu.

Kendi ülkem adına konuşacak olursam çizginin çok dışına çıktılar. Milliyetçi şoven mezhepçi çizgiler tekrar gündeme getirildi. Toplumsal sorunları çözme politikaları yıkımın ötesinde, tüm bölgeleri ayrıştırmadan rehberler seçip uygun çözüm üretmeye başlayıp bir an evvel sahalara inmeliyiz. Süresini doldurmuş eli kana bulaşmış fosilleşmiş yaşı geçmiş zihniyetlerin egosundan kurtulup koltuk savaşlarından sıyrılıp genç ve dinamik beyinlerle pratik yapmak gerekliliğine inancım tamdır.

İleri bir demokrasi geçişi planları yapmalı ve sömürgeci siyasetçileri geride bırakmak için adım atılmalı.

Doğada yaşayan tüm canlılar gibi bizlerde kendimizi benzerlerimizden korumak zorundayız.

Savunma direncimiz kırılırsa yok olmaya mahkumuz, dayatmalar karşısında harekete geçemiyorsak sömürüyü hakimiyeti hiçsizleştirilmeyi kabullenmiş oluruz.  İnsanın insanların üzerinde hakimiyeti olamaz kölelik insanlığa hakarettir. Kendi haklarımızı hiçbir güce teslim etmemeliyiz. Hayatımıza, yaşam tarzımıza, ürememize kimseler karar veremez toplumların kaderleri bir azınlığa bağlı olamaz.

Bizim çabamız demokratik ve hakkaniyet dolu iradeden yanadır. Despotizme karşıyız kimsenin kanımızı dökmesine, cezaevlerine atılmasına, haksız yere cezalandırılmasına bizleri mezhep ayrımcılığına sürüklemesine izin vermemeliyiz. Ülkemizde asimilasyon soy kırım yapılmasına izin veremeyiz. Küreselcilerin maskelerini düşürmek için birleşmeli ve tüm halklarımızla ekmeğimizi bölüşmeliyiz. Her türden ırkçılığı ret ediyoruz. Üstün ırk söylemleri ahlak dışıdır. Dinsel inançları kullanan, kadınları aşağılayan, çocukları sömüren feodalizmi ret ediyoruz.

Asırlardır kan ve gözyaşı, savaş soykırım, yaşlılar kadınlar ve çocuklar öldürülüyor, ırza geçme yoksulluk ve işsizlik, ekonomik eşitsizlik devam ediyor. Korkunç bir bilanço ve giderek büyüyor. Toplum ahlakı çökertildi dünyamız tehlikeli bir hal aldı. Büyük devletler küçük devletleri bölerek hegomonik sistem kurmaya çalıştılar. Oysa planlayamadıkları şey kültürler bütünlükten yanadır ve insan doğasının yapısıdır. Sınırlar yüzünden sürekli savaşan olmamalıyız. Azınlıklar bizleri demokratik kılmalı böl yönet sisteminden uzak tutmalı.

Tarih kanıtlamıştır ki toplumsal sorunların çözümsüzlüğüne siyasi otoriter kişilikler izin vermemiştir tekçilik karakterlerinden dolayı. Bölmek, parçalamak,  yönetmek hegomonik gücün vazgeçilmezidir.

Sorumsuz ve savunmasız bir toplum olmaktan daha ileri gidebilmemiz için rehberimizi iyi seçmeliyiz.

Siyasi kirlilikleri, tarihsel gerçekleri, ortaya çıkarmalıyız risk almalıyız. Üretim araçları, büyük topraklar, yeraltı ve yer üstü kaynaklar, bilim sanat ve medya organları, paralarımız hatta biz bile özel mülkiyet altındayız. Küçük üreticiler, işçi, esnaf, memur, emekli, borç batağında. Halkın yarısından fazlası maddi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Ülkesini sevenler, aydınlar, demokratlar tutuklanarak demokrasiye kurşun sıkılıyor. Yaşam, ekonomik ve ekolojik denge giderek bozuluyor, dünyanın her yerinde katliamlar saldırılar terörizm devam ediyor.

İnşallah öfke intikama dönüşmez.

Cinayetler ve paranın tahakkümüyle ne kadar ayakta durulur sorarım sizlere.

Sistemin ahlaksızlığına ve arsızlığına karşı dirence davet ediyorum,

Üstünlükten uzak kültürel bir politik düzenin gelmesini istiyoruz,

Özel mülkiyetçilikten kurtulup toplumsal mülkiyetle hareket etmeliyiz.

Kent köy farklılıkları ortadan kaldırılıp kültür üretimine geçilmelidir.

Halklar arasında güven ortamı sağlanmalıdır.

Üretici özgür ve yaratıcı meslekler gönülden kazandırılmalıdır topluma.

Özel yaşamda samimi mütevazi paylaşımcı ahlaklı insanlar yeteneklerine göre değerlendirilmelidir.

Engelli yaşlı tüm ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap verilmelidir.

Kreşten üniversiteye kadar olan süreçte eğitim kurumları ücretsiz olmalıdır.

Hastalar karşılıksız tıbbi yardım almalıdır.

Her birey kaliteli tatil yapabilmelidir.

Evrensel barış ortamı güçlendirilmelidir.

Korkunç bir tarihi süreçten geçiyoruz. Toplum umutsuzluğun ve mutsuzluğun zirvesini yaşıyor ve gelecekten kaygı duyuyor.

Politikacıların gövde gösterilerinden, laflaşmalarından, gereksiz davranışlarından bıktık yorulduk, ülke elden gidiyor birleşip ülkemizi el ele verip kurtarma çabasını gösterin bu ülke hepimizin sizlerin babasından kalan mirasınız değil el birliğiyle egonuzu bir köşeye bırakıp nerden geldiğinizi ve nereye kadar gidebileceğinizi unutmadan bu kötü gidişatı durdurmaya davet ediyoruz. Rehberlik yapın tekçilik tanrıcılık ben merkezcilikten uzaklaşın…

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.