YAŞADIKLARIMIZ HAYAL ÜRÜNÜ DEĞİLDİR

YAŞADIKLARIMIZ HAYAL ÜRÜNÜ DEĞİLDİR

Tarih 1997 itibariyle yazdık çizdik konuştuk lakin kimseye derdimizi anlatamadık.

Sonra sustuk susturulduk, siz korku deyin bense korumak diyeyim adına…

Direk madde madde konulara girmek istiyorum her bireyin anlayabileceği bir dille.

1. Küresel güçler tarafından atanan Ülke yöneticilerini bizler seçmiyoruz şecerelerine ve kullanılabilirliklerine göre seçiliyorlar. Dünyayı tek elden yönetmek ve kaos planlarını böl, parçala ve yok et mantığına dayanarak yön veriyorlar.
2. Paris iklim anlaşması, Karbon ayak izi, Covid19, Frekans Savaşları ve Harp.
3. Suni depremler, 50 senede bir yapılan korkunç planlar, göçe zorlanmalar, Dünya nüfusunu yarılamak yok etmek ve yeni insan modeli yaratmak. Uluslararası resmiyete çalışan organ mafyası, suç örgütleri, çocuk pornosu, uyuşturucu vs. sonuç Dünyada binlerce kayıp çocuk ve nedense hiçbiri hakkında bilgi edinilemiyor.
4. Deneyler’ topuk kanları DNA çalışmaları, TC. sitemiyle fişleme OR koduyla tanımlama, Dijital kölelik, Sosyal Medya üzerinden analiz erişim izni. Onların yarattığı sistemin çizdiği yolun senaryonun bir parçası olmak. Algı operasyonları.

Kısaca konulara değineceğim kendi fikrimce;

Yeni Dünya düzeni için ormanlar yanmalıydı, hayvanlar öldürülmeliydi, çocuklar kaçırılmalıydı, iklimler değişmeliydi. Bizleri akan doğal sulardan mahrum edip yavaş yavaş zehirleyebilecekleri barajlara mahkum etmeleri gerekirdi. Sonrada doğal kaynak sularımızı parayla tekrar sağlıklı diye satın almamız gerekirdi. Doğal hayatla bağlarımızı koparmak köylerimizden uzaklaştırılmak enerjiyi yok etmek mantığıyla beton yığınlarının arasına’ çürümek ve daha erken hayatla bağımızı koparmaları için tıkış tıkış edildik. Sadece gaye bu değil kentleşme adı altında daha kolay gözlemlenebilir kontrol altında tutulabilirdik. Konudan konuya hızlı geçiş yapmak zorundayım Dünya ve Türkiye Gündeminin hızına ne ömrüm ne satırlarım yeter.

Zamanla oynadılar o kadar hızlı geçiyor ki Para birimimiz gibi. 1 yılımız 1 ay gibi. 1 milyonumuz 100 bin gibi.

Depreme gelelim tekrar 6’lı Masa hikaye amaç Gündemi oyalamak tek taraflı basın ve tüm siyasetçilerin aslında bir yere ortak hizmet etmesi, Bedelli askerlik misali.

Yeni siyasi haritalar çoktan çizilmişti ve eskisi gibi topla tüfekle insanların öldürülmemesi,

Gizli Eyalet Sistemine geçiş, Doğuda deprem, Göçe zorlanma, İç Savaş, Nüfusu sıfırlama dahası olağan üstünün uzatılması seçimin yapılmaması, Depremden ötürü Salgın Hastalıklardan kaynaklı ölüm planları daha büyük kapanışlar hatta zorla aşılamalar devreye girecektir.

Dini kitaplarda yazan Kıyamet alametlerini oynuyorlar tıpkı filmlerdeki gibi hiçbir film hiçbir kitap hayal ürünü değildir gerçeğin ta kendisidir. Vahiy değil Ayet değil çok büyük oyun bunlar aklında ötesinde sınırları zorlayan büyük oyunlar…

Sürekli gündemi değiştirmek ve daha büyük planlar yapıp insan kanıyla beslenenler. Yeminli Topraklar, yecüc mecüc hikayeleri, 40 Yıl bolluk ve 40 Yıl kıtlık, İsa Mesih, Tanrı geni, Ahit Sandukası, Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülme sebebi olan Barnabas İncili, Gılgameş’in mezarını bulma, Diyarbakır’ da ve Doğunun Diğer illerinde yapılan Ayinler, yerin altındakiler, göğün üstündekiler ve arada sıkışan toplum bizler hangi oyunun parçası olduk. Şeytan Tanrısal Cinayetini işliyor…

Dünya haritası gerçek değil, Dünya gördüklerimizden ibaret değil çok şey gizlendi insanoğlundan ne yazık ki.

Ve sonuç olarak şunu söyleyebilirim! Lütfen sulara dikkat edin suni depremlere dikkat edin, bankalardan paranızı çekin, her an iletişim, elektrik, su kesintileri olabilir. Düşünün deprem bölgelerinde inşaat izni verenler mi’ inşaatları yapanlar mı’ yoksa ölenler mi suçlu…

Devlet deyin, Hükümet deyin, Siyaset deyin yahut Küreselciler deyin adını ne koyarsanız koyun suçlular hep aynı kişiler lakin herkes korkudan görmezden gelir konuşmaz yazmaz çizmez. Başımıza ne geldiyse Korkutulmaktan geldi. Allahtan geldi dedik, Kader dedik, Şans dedik. Ne kader ne şans ne ALLAH işidir bu. ALLAH yarattıklarının Düşmanı değil bize inancı da yanlış öğrettiler.  İnsan insanın Düşmanıdır İnsan en büyük Felakettir. Din senin Vicdanındır ve aslında Dinler birer Afyondur. İnsanlık yok ediliyor Ortadoğu yeniden inşa ediliyor, yeni Dünya düzenine hoş geldiniz, büyük yıkımları felaketleri Devletleri yönetenler planlıyor Hükümetler uyguluyor… Tek tek avlamıyorlar bizi kitleler halinde avlanıyoruz. Ölüden, dervişten, ermişten medet uman, ahlak ve beyin göçü yaşattıkları iğrenç TV programlarına mahkum edilmiş, Tiktokçu bir toplum. Adnan Oktar olmuş tüm yayınlar ve kanallar Hükümetin eliyle ve sözde Dindar politikayla yapılmış sanallıklardan kurtuluşumuz artık çok geç.

Siyasetimiz Küfür

Gençlerimiz Bağımlı

Yaşlılarımız Tapınakçı

Çocuklarımız Eğitimsiz…

Koskoca bir Nesli yok ettiniz!

Yaşasak ve yaşasanız bile sizleri temizlemekte gelecek nesillerin Bin Yüzyılını alır…

HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN ÜLKEM TÜRKİYEM…

Paylaş

Paylaş