Dolar 34,7257
Euro 36,5519
Altın 2.959,37
BİST 9.886,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 14°C
Az Bulutlu
Trabzon
14°C
Az Bulutlu
Per 14°C
Cum 15°C
Cts 16°C
Paz 16°C
























SİYASET HUKUKUN ÖNÜNE GEÇERSE

19 Mart 2021 22:45
823
A+
A-

Hukuk ve ekonomik reform paketlerini beklerken iki büyük sürprizle karşılaştık. Bir tanesi HDP nin kapatılması, diğeri devamlı artan faiz oranları. Siyaset ekonomik ve Hukuk reformlarıyla toplumu rahatlatması gerekirken devamlı bu iki sosyal dengeyi bozmaktadır. Eğer gerekli tedbirlerin alınması gecikirse sonu çok kötü krizlere yol açacağı sürpriz olmayacaktır.

HDP’nin kapatılması davası bir hukuk konusu olması gerekirken, siyasetin çok altında kalmıştır. HDP, PKK ile arasına sınır koyamamış ve kamuoyunda bu konuda yeterli samimiyeti göstermemiştir. Bu doğrudur ancak Türkiye’de parti kapatmaları çözüm olmadığı da çok açıktır. Lakin kapatılması anında yeni kurulacak Parti’nin bütün altyapısı hazırdır.
Siyaset çözüm üretmesi gereken konularda maalesef gerginliği ön planda tutmaktadır. Dış düşmanlardan bahsedildiği bu zamanda içteki birlik beraberliğin en iyi noktaya gelmesine zemin hazırlanmalıdır. İktidar ve muhalefetin birbiriyle didişmesinin faturasını bu millet ödemektedir. Bu konuda ilk adımı atması gereken de iktidardır. Muhalefet iktidarın uygulamadaki hatalarını tabiki eleştirecektir. Bu konudaki hazımsızlığa gerek yoktur, eleştiri demokratik hukuk devleti olmanın gereğidir. Ancak her konuşma hıyanet şeklinde değerlendirilmesi doğru değildir. İktidar 82 milyon insanı aynı gözle göremediği ve yarısını ötekileştirdiği takdirde sular durulmayacaktır. Türk vatanı Türk milletinindir, imkanları da adalet ölçüsünde paylaştırılmalı ve hukuk herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Türk milletinin hukuka olan saygısı ve güveni yeniden tesis edilmelidir.
Türkiye’de parti kapatılması ile ilgili Anayasanın 68 maddesinin 4. fıkrası şöyledir;
“Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”
Anayasa’nın bu fıkrasındaki hükme aykırı davranıldığında kapatma kararı verileceğini öngören Anayasa’nın 69. maddesinin 6. fıkrası ise şöyle:
“Bir siyasi partinin 68 inci Maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilmesi halinde karar verilir” denmektedir. Dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet baş savcısının kapatma istemiyle açtığı dava bu açıdan değerlendirilmeli, gazeteciler ve siyasetçiler bunu yorumlamadan mahkemenin bağımsız kararını beklemelidir. Ancak partilerin kuruluş esaslarını belirlerken de 68,69. Maddelere muhalif anlayışla kurulmasının da önüne geçilmelidir. Yani kuruluş aşamasındaki denetimi, kapatma anlayışının önünde olmalıdır. Hukuk dışında bir yoruma da yer verilmemelidir. Sair alanlarda da hukuktan taviz verilmemeli, hukuk devleti algısı zedelenmemelidir. Kanun hükmünde kararnamelerde kesinlikle kanunun üstünde olmamalıdır.
Ekonomik tedbirlere gelince, üretim ithalattan sonra geldiği sürece ekonomik reformun tutması mümkün değildir. Döviz, faiz kıskacından millet kurtulmalı ve ülkenin kaynakları döviz ve faiz lobisinin oyuncağı olmamalıdır. Enflasyon üzerinde faiz kararları fiyatları yukarıya çekecek ve yakın zamanda hayat pahalılığı ekonomiye dayalı suç oranlarını artıracaktır. Ekonomik sıkıntılar Had safhaya ulaşmıştır. Devletin imkanlarını bir kısım insanlarla paylaşarak diğerlerini yok saymak Allah indinde de insan vicdanında da suçtur. Ekonomik gelişmelerden bahseden iktidar, bu gelişmeleri milletle paylaşmıyorsa inandırıcı olamaz. Üniversite mezunu binlerce vasıflı gencimizin işsizlik sebebiyle psikolojisi bozuktur. Yüksek faizle kendini düzelten hiç bir örnek ülke yoktur. Gelişmiş ülkelerde faiz oranları 0-0,25 iken bizde mevduat faizleri yüzde 19 olarak, dünyada ilk beş içinde yer aldık. Kredi faizlerinden bahsetmek bile istemiyorum. Dünya beşten büyük diyerek, en yüksek faiz veren beş ülke arasına girmek bu milletin kaderi olmamalıdır.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.