KARANLIKTA ALINAN KARAR

Bu ifade bana ait değildir. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan tarafından ifade edilmiştir. Türkiye artık karanlıkta alınan kararlarla yönetilmektedir diyerek, 19 Mart gecesi, sayın Cumhurbaşkanının kararnamesi ile görevden alınan Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal ve İstanbul sözleşmesinden çekilme kararını kastetmiştir.
Türkiye 27 Aralık 1979 dan itibaren üç darbe, üç muhtıra, bir tanede darbe muhtıra karışımı ara dönem yaşanmıştır. Bunların uygulanma şekli bakımından, gece yarısı operasyonları olması açısından önemlidir. Çünkü demokratik hukuk devletleri, doğru işlerini gündüz yaparlar, gece yapılan işlerde muhakkak bir anormallik vardır. Bu sebeple halk arasındaki ihtilaflarda “ hele bi yarın olsun da bakarız” sözü, en güçlü ön anlaşmadır.
27 Aralık 1979’ da Kenan Evren ve kuvvet komutanları, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e bir muhtıra verdiler, 12 Mart 1971’de, bazı kuvvet komutanlarının imzasını taşıyan muhtıra ise, Cumhurbaşkanı, Cevdet Sunay’a verildi. 5 Şubat 1997 de Sincan’da tankların yürütüldüğü o gergin ortamın akabinde, 28 Şubat’ta Başbakan Necmettin Erbakan’a muhtıra verilerek, post-modern bir darbe yapıldı. Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Bu açıdan 28 Şubat post-modern bir darbe olarak değerlendirilmektedir.
Buraya kadar saydığımız, muhtıraları hazırlayan toplantılar, sanırım mesai saatlerinde yapılmamıştır. Çünkü ülke yönetimine karşı çekilen vetoların gizlilik kuralları içinde yapılması zaten karanlık bir görüntüdür. 27 Nisan 2007 de Ak partili bir arkadaşımla televizyon seyrediyordum. O anda, haberlerde, Genelkurmay’ın sitesinden yapılan uyarıları açıklıyordu. Arkadaşıma, şu anda size muhtıra veriliyor dedim. Şaka yaptığımı söyledi, ancak ertesi gün bana, haklıymışsın diyebildi.
1960 Askeri darbesi, 27 Mayıs gecesi sabaha karşı, 03.15 de başladı, yani herkes uyuyorken. 27 Aralık muhtırasından beş ay sonra 1980 Askeri darbesi yapıldı o da sabaha karşı 05.30 da. Darbe ve muhtıraların yapıldığı an ve saatler genelde olayın gidişatını ve başarı şansını etkilemesi açısından ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz darbesiyle anladık. Herkesin işinde veya dışarıda olduğu zaman teşebbüse geçilmesi ile ülke tarihinde ilk defa, antidemokratik bir girişim püskürtülmüştür. 15 temmuzu planlayanlar la daha önceki teşebbüsleri planlayanlar arasındaki en büyük fark budur. Ancak sonuçları itibarıyla hepsi de milletin nefretini kazanmaktan öteye bir şey yapmamışlardır.
Genelde hükümetin yaptığı ekonomik operasyonlar, zamlar, vergi artışları geceleri ve hafta sonları yapılır. Bunlara alışmıştık, ama uluslararası 2010 yılında yine bu hükümet zamanında imzalanan İstanbul sözleşmesinden çekilme ile, 20 ayda dördüncü defa değişen Merkez başkanı kararnameleri gece 02.30 da açıklanması, sadece Ali Babacan’ın değil, bir çok insanın aklına takılmıştır. Alınan kararın zamanı, doğruluğu ve yanlışlığı üzerinde etkili bir faktör olması da bu sebepledir. Tabi bu kararnamelerle, diğer gece yarısı operasyonlarını bir tutmamak gerekir. Çünkü bütün darbe ve muhtıralar, hırsızlık, karanlık işler; devlete ve kamu düzenine karşı yapılmaktadır. Hükümetin yaptığı zamlar, vergi artışları, gece yarısı kararnameleri ise; hükümetin icraatları durumundadır.
Gündüz alınan daha berrak kararlara bu milletin ihtiyacı daha fazladır. Sıkıntısız daha güzel günlere, esen kalınız.

Paylaş

Paylaş