COVİD BİR ÇAĞ HASTALIĞIMI?

Eğitimci-Yazar

13 Mart 2021 23:06

839

COVİD BİR ÇAĞ HASTALIĞIMI

2020 yılı 11 Mart’ta Sağlık Bakanını tarafından açıklanan covid-19 virüsü, 15 Mart’ta ilk can kaybı yaşanmasıyla, sadece Çin’in Wuhan kentinden yayılarak, dünyayı etkisi altına aldığı ve bizim de buna maruz kaldığımızı açıklamasıyla, Türk Milleti olarak farklı bir yaşam tercihine maruz kaldık. Tabiki bu gün olduğu ciddiyette değerlendirilmesine geç başlandı. Hatta halk arasında bize bir şey olmaz, biz müslümanız, zaten temizlik yapıyoruz gibi geleneksel ve inanca dayalı tedbir gevşemelerine bile neden oldu. Gerçi en çok etkilenen ülkelerin başında İran’ın olması bile bu olguyu yıkamadı. Bugün alınan tedbirlerin yetersizliği göz önüne alındığında yine de, çok ciddiye alındığını söyleyemeyiz.
Dünyada M.S. 165 yılından başlayarak 10 tane pandemi sayılabilecek salgınlar yaşamıştır. 1900 yılından itibaren dünyada rastlanan pandemiler ise, İspanyol gribi, Asya gibi, 1968 grip salgını ve hıv (AIDS) virüsüdür. Bunların yanında sadece belli ülkelerde ve bölgelerde rastlanan bir hayli salgın hastalık vardır. Ancak bütün dünyayı etkileyen ve toplu insan ölümlerine yol açan salgınlar, genellikle kolera, veba ve grip şeklindedir. Ulaşım ve iletişimin son raddesinde bulunduğumuz yüzyılımızda, Salgın’ın yayılma hızı da aynı ölçüde olması bakımından üzücü olsa da tedavi şekillerinde ki hızının da sevindirici olduğunu söylemek gerekir. Alınan tedbirlere ve yapılan açıklamalara uyum da, yaşanılan zorluklar süreci uzatabilecektir.
COVİD-19 la ilgili spekülasyonlar, virüsün yayılma hızına erişmiştir. Ancak virüsün mutasyona uğramasıyla, mutand-tedavilerin de aynı hızla ilerlemesi gerekmektedir. Çin ve Alman firmalarının ürettiği aşılar, daha ilk aşamayı halletmemişken, mutand virüsler işleri biraz daha zorlaştırmaktadır. Virüsün laboratuvar virüsü olduğunu söyleyenler, gribin üst versiyonu olduğunu söyleyenlerin yanına bir de, Rus ilim insanlarının ortaya attığı 5G radyasyonuna maruz bakteri iddiası da eklenmiştir. Sağlık ekonomisindeki büyük pastaya sahip olmak isteyen ülkelerin bir projesi midir, yoksa Rus ilim insanlarının iddia ettiği 5 G radyasyonuna maruz kalmış bir bakteri midir, henüz tam bilinmemekle beraber, iddiaları yok saymak da doğru değildir. Bir çok ölümcül hastalıklar için, doktorların uyguladığı en önemli tedavi yöntemi, vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile ilgilidir. Yani sonradan oluşmuş ve önceden var olan bakterilere karşı, bağışıklık sistemimizle karşı koyar ve vücudumuz kendini o virüsten uzak tutmayı başarır, ya da yeniliriz. Hekimler de bu bağışıklığı güçlendirmek ve organları fonksiyonel hale getirmede bir takım tedbirler alarak, bunun üstesinden gelirler. Ancak yeni ve yenilenmiş virüsle mücadele şekli tam olarak netlik kazanmadığı için tedaviler her zaman istendiği şekilde olmayabilir.
Eğer bu laboratuvar virüsü veya 5 G radyasyonuna maruz kalmış bir virüs ise tedavi süreci ile ilgili, mutasyonlu virüs ile savaş uzun zaman alabilir, belki de teknolojiyi kullanmaya belirli sınırlar getirilebildiği gibi, teknolojinin zararsız kullanım teknolojisi yolları denenebilir. Cep telefonları önceki yıllarda kullanıldığı yerler sınırlı iken, bugün uçaklar hariç sınır bulunmamaktadır. Hatta bir çok uçak seyahatlerinde cep telefonu kullanılmaktadır.
1Nisan 2016 da 4.5 G ye geçen Türkiye, 2018 yılında, TÜBİTAK projesi olarak Türkcell ve ASELSAN 5 G ile ilgili ortak çalışmalara başlamıştır. Dünya şu anda 5G ye kullanıyor ve 6 G ile ilgili araştırmalar başlamıştır. Bu Teknoloji rekabetinin insanlığa fayda üretmekle beraber felakete yol açacağı da gözden uzak tutulmamalıdır. Dünya Milletler mücadelesinden çıkıp, insanı esas olan yeni dünya düzenini kuramadıkça, insanlığın felaketine adım adım yaklaşacaktır.