Dolar 32,3030
Euro 34,7091
Altın 2.410,92
BİST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 16°C
Az Bulutlu
Trabzon
16°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 17°C
Paz 16°C
Pts 17°C




















Trabzon’un dar sokaklarında iz bırakanlar.

Trabzon’un dar sokaklarında iz bırakanlar.
3 Kasım 2021 10:25
976
A+
A-

ŞİŞKO KENAN

Trabzon’un Sokak efendilerindendi. Delikanlılığımızda duyar, görürdük “**Ortahisar yanayyy Kenan**” deyince ona, bunu söyleyene direk küfür ederdi. Hâlbuki hep merak etmişimdir, Kendisi Trabzon’un Bahçecik mahallesi yokuşunda oturuyor. Orta hisar mahallesi için “yanıyor” diyene niye küfür ederdi?

Sonra anladım ki evine çok yakın olan Bahçecik değil, Ortahisar idi.

Arada bir cadde vardı.

O zamanki kesme taşlı cadde ve dar sokaklarımızın en şişmanıydı.

Üstünde elde dikme; bol bir eski gömlek ve pantolon.

Belden sıkı sıkı bağlanmış kemer, kafada solmuş bir namaz takkesi

Ağır ağır ve kısa kısa yürürdü yolda.

Vücut 140 kilo, boyda kısa olunca onu bu sokaklarda tanımayan neredeyse yoktu.

Bahçecik rampasına doğru gidince, sağda Gazipaşa İlköğretim okulu vardı. Onun tam karşısındaki dar bir arada otururdu. Anacığı ona ve kendisinden daha fazla vücudu rahatsız olup evden dışarı çıkamayan biri kız, diğer erkek yetişkin kardeşlerine bakardı.

Yanlış hatırlamıyorsam, kendisinden daha fazla rahatsız bir vücuda sahip olan 2 kardeşinden erkeğin adı Yalçın’dı.

Sağlıklı bir ablası Belçika’dan emekliydi. Bir ağabeyi de vardı, Metin; o da Trabzon Belediyesi’nde elektrikçiydi.

Kenan 5 kardeşti. Babalarını daha önce kaybetmiş, ardından tüm kardeşleri de belirli yıl aralıklarıyla vefat etmişti.

Evde sadece ona bakan annesi ve kendi kalmıştı.

Her sabah evden çıkar dolmuşlara el atardı. Ama o zamanki dolmuşlar minibüs değil, taksi modeliydi.

Taksilere binmesi ve inmesi, en az 10 dakika aldığı için dolmuşçular genelde onu arabaya almaz, görmezden gelirdi. Kenan’ın saçsız, sakalsız, bıyıksız, pembe yanaklı parlak ve yuvarlak yüzü, kilosu olmasına rağmen yaşım göstermezdi. Genelde evine 300 metre mesafede olan Ortahisar Camisi, ayrıca uzun sokak girişindeki Konak camisinin önleri meskeniydi.

Namaz kılmasını bilmese de, cemaatin en arka sırasında sandalye oturur, kılar gibi yapıp namaz kılmaya çalışmasını dün gibi hatırlıyor, saygıyla selamlıyorum.

En azından birileri gibi namaz kılarken, kafasında ayağını kaydırma hesabı yapmazdı.

Rastladığı ya da duyduğu cenazelere katılır. Tanımasa da çaktırmadan ölen kişinin adını ve yaşını, sahiplerini öğrenir, cenazenin başında 40 yıllık tanıdığı, dostuymuş gibi, mevtayı ismiyle ağlardı.

Ben bu davranışı asla çok görmüyorum. Okul, mektep, medrese görmemiş idi. 140 kilo vücut ve ekmek getirmesi gereken bir insandı, o da harçlığı ile evin iaşesini böyle sağlıyordu.

Ne hırsızlık yapıyor ne de komşusunun tavuğuna göz dikiyordu. Onun adı nam-ı diğer Şişko Kenan’dı.

O cüsseli kalıbına rağmen sesi çok ince, çocuk sesi gibiydi. Ezberi çok iyiydi. Sakat yerlerden yürürken bastığı yer sallanırdı. Kızdı mı karşısındakine en büyük küfrü tek kelimeydi “**S….yim**.”

Özellikle 1980 ve 1990’lı yıllarda Ortahisar esnafının bir kısmı onu da sevdikleri için Kenan’a çok takılırdı. Bir defasında otururken bir iskemlede, arkadan gelip kafasından aşağıya bir kova buz gibi suyu dökmüşlerdi. Kenan yerinden kalkana, dönene kadar zaten etrafta kimse kalmamıştı. Ölene kadar da kafasından aşağıya kim bir kova buz gibi suyu döküp, onu sırılsıklam etti, hiç öğrenemedi. Demli çay ile sigara tüttürmeyi çok severdi. En çok hoşuna giden şey de, karşısındakinin bir elini kendi iki elinin avuçları içine alıp, ovuşturur ona parmak masajı yapar, onunla muhabbet ederdi. Ardından da bahşiş beklerdi.

Bozuk para biriktirmeye çok hastaydı. Karanlıktan çok korkardı. Haliyle tabi müzmin bekârdı karanlık basmadan eve gitmeye çalışırdı.

Gün içinde topladığı bozuk paraları ,mahallesindeki kapı komşusu bakkal Nedim’e bırakırdı. Sadece ona güvenirdi. Nedim paralan sayar miktarını söyler ve teslim ederdi. Meydan civarından eve giderken, Bitpazarından bir şeyler alır ve evine hep eli kolu dolu giderdi. Bir özelliği de, her nedense kendisine kâğıt 50 lira ver almazdı ama 10 lira uzat alırdı. Genelde de istediği zaman bozuk 1 lira isterdi. Niye bilmem!.,

O tek kelimelik meşhur küfrünü peş peşe kızdığı için kızaran bi suratla, bize sıralamaya başladı.. Belki duymayanlarınız vardır. Aynı mahalleden arkadaşı hep kavga edip durduğu, kendisini görünce rahat bırakmayan Bayram Ali de, birkaç yıl önce Çamlık’taki huzur evinde vefat etmişti. Umarım o tarafta buluşmuşlardır ama dilerim,

Bayram Ali yine Şişko Kenan’a takılmıyordur.

Şişko Kenan, vefat ettiğinde cenazesini tabuta koymak ve taşımakta biraz sıkıntılı olduysa da, geride kendisinden sonra vefat eden annesini yalnız bırakması, en çok anasına ve komşularına dokundu.

Bahçecik mezarlığına defin edildiğinde 64-65 yaşlarındaydı.

Bu Trabzon’un sevimli zararsız sokak efendilerinden biri olan Şişko Kenan’dan, bu saatten sonra nasıl helallik alırız bilmem ama bir gerçek var ki;

ona hayatta iken takıldıysanız ve kızdırdıysanız, tanıyanlara hatırlattığım kendimi rahmetle anmanız bile, Şişko Kenan’ın o yufka yüreğinin bizleri affetmesine sanırım vesile olacaktır.

Öyle değil mi? Bahçecik’te oturup da, Ortahisar mahallesinin yanma ihtimaline bile, uyuz olan adam!..

**“Trabzon’un dar sokaklarında iz bırakanlar-1**”gani gani rahmet eylesin.. Mekanı cennet olsun

Yazan. Hasan Sağlam

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.