Rotary 2420. Bölge’nin ”Dünyaya Umut Olalım” projesi kapsamında düzenlenen Sergi, Beyoğlu Nur-u Ziya Sokak İstanbul Concept Sanat Galerisi’nde gezilebilir.

Umut Renkleri Sergisi, Tülin Kaynak’ın zihnindeki umut renklerini hayata geçirdiği son dönemdeki yağlıboya resimlerinden oluşuyor. Sergideki resimlerde sanatçının birikim ve hayallerinin içsel yolculuğu soyut bir anlatımla, umut renklerine dönüşüyor. Resimlerinde yoğun hareketlilik ve dinginliği sentezleyen sanatçı, bu en yeni çalışmalarında her renkten umutla sanatsal bir ahenk içinde, hayat enerjisine dair zengin bir bakış açısı sunuyor.

Tülin Kaynak toplumları etkileyen değişime ve dönüşüme dair gözlemlerini soyut sanatla anlatıyor. Sanatseverlerle köprü kurabilmeyi amaçladığı sergisinde, sanatçı, insan ruhunun değişken hallerini yargılamadan hissetmeye, kırılganlığı ve kederi kabul edip, hayata umutla devam etmeye teşvik ediyor.

Tüm eserlerinin özünde umut olduğunu vurgulayan Kaynak, dünya genelinde toplumları derinden sarsan doğal afetler ya da insan eliyle üretilen felaketlerin ruhlarda derin yaralar açmasına rağmen hayatın umutla devam ettiğine dikkat çekiyor. Özellikle yeni nesillere, hayatın zorluklarının umutla aşılabileceğini eserlerinde hatırlattığını ifade ediyor.

Tülin Kaynak, dinamik renklerle derinliklere odaklı soyut eserleri ile New York, Paris, Tokyo ve Forli’nin de aralarında bulunduğu uluslararası ve ulusal 30’a yakın karma ve 17 kişisel sergi ile müzede yer aldı. Sanatçı, UNICEF dahil çeşitli kurumlarla iş birliği içinde sosyal sorumluluk çalışmaları da sürdürmektedir.   www.tulinkaynak.com

————————

Tülin Kaynak Anlatıyor…

Tuvalin başına oturduğum zaman, beni birisi yönetiyor sanki, son derece hızlı hareket ediyorum.
Resim yaparken ilham beklemem, bana göre ilham insanın içinde…hayatım resim benim, günün büyük bir bölümde resim yaparım. Tuvalin önüne otururum, düşünürüm ve yaparım.

İç dünyamın getirdiklerini yansıtıyorum resimlerime. Beynimin içindekilerini birkaç cümle ile anlatmak mümkün değil. Çok konuşacak olsaydım resim yapamazdım.

Yirmi beş yıl önce profesyonel çalışma hayatını bırakıp, resim yapmaya başladım. Sekiz sene özel dersler aldım. Üç sene sanat tarihi dersleri aldım, üç buçuk yıl ise Mehmet Güleryüz ile çalıştım.
Resme figüratif çalışmalarla başladım, iki, üç yıl sonra da kendi atölyemi kurdum.

Resimlerimin çoğunda bir sır vardır, sonsuzluk vardır. Ama resimlerime bakanlar ağaca, kuşa benzetebiliyorlar ve hayal ettikleri ile mutlu oluyorlar. Herkes hayal gücüne göre resimlerimi tasvir etsin düşüncesiyle, hiçbirine isim vermiyorum.

Soyut sanatçı özgürdür, aklındakileri yansıtır, sınırlayıcı kuralları yoktur. Eğer figüratif sanatçı olsaydım özgür olduğumu söyleyemezdim. Soyut çalışmada kuralları özgürce kendiniz koyuyorsunuz.

Teknolojinin çok fazla sanatın içine girmesi beni rahatsız ediyor. Teknolojik dokunuşlar arttıkça, insan, sanki aklından beslenen dokunuşlardan uzaklaşıyor.

Bütün sanatçılarda olduğu gibi benim içimde de bir umut var. Belki ileride gençler resimlerime daha fazla ilgi gösterirler, resimlerim daha farklı adlandırılır. Budur isteğim….

Beynimi resme dökebilmek için çok uğraşıyorum.  Beyni uzmanları çözemedi, ben resmimle nasıl çözerim, ama elimden geleni yapıyorum. Benim resmettiklerim kendi gerçeklerimdir.

Resimlerimin ön bölümünde sadece ufak bir paraf vardır. Bunu resmi rahatsız etmemek için yaparım. Gerçek imzam tablonun arkasında olur.
Allaha inancım çok büyüktür, her şeyde olduğu gibi, onun da eli var bu resimlerde…

www.tulinkaynak.com

Paylaş

Paylaş