Dolar 32,3538
Euro 34,7342
Altın 2.407,14
BİST 10.146,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 16°C
Az Bulutlu
Trabzon
16°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 17°C
Paz 16°C
Pts 18°C




















İsrail'in Gazze saldırılarına destek veren markalar itibar kaybına uğruyor

İsrail'in Gazze saldırılarına destek veren markalar itibar kaybına uğruyor
27 Şubat 2024 11:10
63
A+
A-

İSTANBUL (AA) – ÖMER FARUK MADANOĞLU – Marka İletişim Stratejisti ve Bilişim Vadisi Kurumsal İletişim Koordinatörü Leyla Gök, İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze saldırılarını durdurmak isteyen tüm dünyadan kişilerin, İsrail ürünlerini boykot ederek "zulme" sessiz kalmadıklarını ayrıca bu tepkinin markaların maddi ve manevi değerlerini olumsuz etkilediğini söyledi.

Gök, AA muhabirine, İsrail ürünlerine uygulanan küresel boykotun markalar üzerindeki uzun süreli etkisini değerlendirdi.

İsrail’in Filistinlilere yönelik insanlık dışı saldırılarına tüm dünyanın şahit olduğunu belirten Gök, şöyle devam etti:

"Bu zulme sessiz kalmak istemeyen milyonlarca insan da dua etmenin dışında neredeyse yapabilecekleri tek şey olan İsrail'e destek veren markaları boykot ediyor. Tüm dünyada verilen bu tepkinin oldukça etkili bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz. Markaların satışlarının düşmesi, bazı şubelerini kapatmak zorunda kalmaları ve buna karşı reklamlarını artırma çabaları da bu tepkinin ne kadar güçlü bir etki alanı oluşturduğunu gösteriyor."

Gök, müşterilerin ürün satın alırken sadece maddi değil manevi olarak da tatmin duygusu yaşamak istediğine dikkati çekerek, markaların müşterilere verdikleri sözlere sadık kalmalarının önemli bir şirket stratejisi olduğunu dile getirdi.

Gazze saldırıları sırasında İsrail'i destekledikleri için boykot edilen global markaların bu durumu geçmiş boykotlar gibi kısa süreli bir zarar olarak görüyor olabileceğini ifade eden Gök, "Bu boykot markalar için sadece kısa süreli bir maddi zarar değil, onlarca yıl verdikleri sözle inşa etmeye çalıştıkları markalarının temeline dinamit döşemektir. Markaların eylemleriyle vaatlerinin çelişmesi halinde tüketici güvenini zedeleyerek, markanın temeline zarar verebilecek bir uyumsuzluk yaratır." diye konuştu.

Gök, İsrail saldırılarını destekleyen markaların, satış ve pazarlama sırasında verdikleri "ayrımcılık yapmayacakları" vaadiyle gerçekliğin çeliştiğini aktararak, markaların reklamlarında yer verdikleri "insanlık sevgisi, ayrımcılık karşıtlığı, dünyayı kurtarma" gibi vaatlerinin konu İsrail olunca geri plana itildiğini kaydetti.

Markaların müşterilerle olumlu iletişime geçmek için kurdukları cümlelerin Gazze saldırılarında bir anda yok olduğuna değinen Gök, "Bu markaların, tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen sivil katliamları ve savaş suçlarına karşı verdikleri destekle bize satmaya çalıştıkları insanlık tablosu akıl almaz bir çelişki." değerlendirmesinde bulundu.

– "Boykot edilen markalar saflarını suçludan yana tuttular"

Gök, markaların artık ürünleri kadar pazarlamaya da yatırım yaptığına işaret ederek, yeni nesil müşterilerin markalardan sadece ürünlerinin iyi olmasını değil aynı zamanda toplumu iyileştirici söylem ve eylemlerde bulunmalarını talep ettiğini anlattı.

Müşterilerle söylem ve vaat birliğinde buluşamayan markaların bir süre sonra maddi açıdan zorlanacaklarının altını çizen Gök, şu ifadeleri kullandı:

"Markaların gerçek bir problemle karşılaştıklarında sergiledikleri duruş, asıl pozisyonlarını belirler. Boykot listelerinde yer alan markaların düştükleri hata tam da söylemleri ve eylemlerinin uyuşmadığı noktadır. Boykot listelerinde yer alan global bir kozmetik şirketi kendi misyonlarında ayırt etmeksizin sözde dünyadaki tüm kadınların güzelliklerini ortaya çıkarmayı vaat ediyor. Peki İsrail güçleri tarafından hapse atılan, öldürülen ve aralarında bebekli annelerin de bulunduğu kadın esirler, dünyadaki tüm kadınlar kapsamına girmiyor mu?"

Gök, markaların çıkarları için müşterilere yalan söylediğine vurgu yaparak, boykot edilen markaların müşteriler gözünde hiçbir değerinin kalmayacağı görüşünü paylaştı.

Gazze saldırılarında boykot edilen markaların "suçludan" yana tavır almasının stratejik ve "vicdani" olarak yanlış bir tercih olduğunu vurgulayan Gök, sözlerini şöyle tamamladı:

"Marka vaatlerini özellikle 'insanlığın geleceği, mutluluğu, birlikteliği' gibi kavramlar üzerine temellendiren markalar saflarını suçludan yana tutarak kendi vaatleriyle çelişiyor ve aslında müşterilerine yalan söylüyor. Tüm insani ve vicdani değerleri bir kenara bıraktığımızda ve olayı tamamen marka çalışmaları bağlamında değerlendirdiğimizde dahi boykot edilen markaların müşterilerinin gözünde hiçbir güveni kalmaması gerekir. Çünkü markalar vaatleriyle müşterilerine bir söz verir ve müşterinin zihninde oluşturduğu duygu ve düşüncelerle var olur. Tüm insani değerleri bu vahşet, suç, çaresizliği bir tarafa bıraktığımızda, bu suça destek veren markaları, sadece mesleki ve etik değerler çerçevesinde dahi değerlendirdiğimizde marka sözleriyle çeliştikleri ve insanları ayrıştırdıkları için bu boykotu sürdürmeliyiz. Kendimize ve insanlığa duyduğumuz saygı için boykota katılmak ve sürdürmek oldukça kıymetli."

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.