Metro Türkiye, “Yerelin İzinde” projesiyle Mersin Kan Portakalı'nı koruyor

İSTANBUL (AA) – Metro Türkiye, Coğrafi İşaret tescilli ürünlerin korunmasını, mutfaklarda daha fazla kullanılmasını ve global çapta tanıtılmasını hedefleyen "Yerelin İzinde" projesiyle Mersin Kan Portakalı'nı koruyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, "Yerelin İzinde" projesiyle yerli üreticiyi destekleyen Metro Türkiye, Coğrafi İşaret tescilli ve tescile aday ürünleri yerinde ziyaret ediyor. Şirket, ürünlerin geçmişte kullanılan reçetelerini de keşfederek gastronomik değerini ortaya koyuyor.

"Yerelin İzinde" projesinin 5'inci durağında, Coğrafi İşaret tescil adayı Mersin Kan Portakalı'nın ağaçtan sofraya tüm yolculuğuna şahit olmak için kentin en büyük kan portakalı bahçesi ziyaret edildi. Gezinin gündemini Mersin ve Tarsus'un çok kültürlü mutfağı, Mersin Kan Portakalı'nın üretimi, tarihi ve kullanım alanları oluşturdu. Geziye portakal bahçesinde başlayan katılımcılar, Mersin Kan Portakalı'nın yok olmaması için yapılan çalışmaları ve Coğrafi İşaret tescil adayı ürün olma yolculuğunu dinleyerek olgunlaşan portakalları hasat etti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Metro Türkiye'nin Mersin Kan Portakalı tedarik ettiği üretici Ramiz Çavaş, kan portakalının ilk kez 1937'de İtalya ve İspanya bölgesinden Mersin'e getirilerek yetiştirilmeye başlandığını anımsatarak, üç kuşaktır tarımını, iki kuşaktır da fidancılığını yaptıklarını anlattı.

Çavaş, "Metro Türkiye ile yollarımız ilk kez 4 yıl önce kesişti. Ürünü satacak pazar bulamadığımız için maddi zorluklar yaşadığımız ve 250 dönümlük arazimizdeki tüm kan portakalı ağaçlarını sökmeye karar verdiğimiz bir dönemdi. Metro Türkiye'nin bu kıymetli meyvenin yok olmaması için verdiği yüzde 100 alım garantisi ve ürüne sağladığı katma değerle ağaçlarımızı koruduk, kan portakalının unutulup kaybolmaması için yetiştirmeye devam ettik." ifadelerini kullandı.

– "Yüzde 100 alım garantisiyle kan portakalının kaderini değiştirdik "

Metro Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Sinem Türüng de "Yerelin İzinde" adını verdikleri projede Boğaziçi lüferi, Aydın kestanesi, Bursa siyah inciri ve yerel mantarların ardından Mersin Kan Portakalı'nın izini sürdüklerini bildirdi.

Türüng, "Metro Türkiye olarak, üreticiler zorlu bir ürün olması ve bu sebeple oluşan talep yetersizliğiyle kan portakalından vazgeçmek üzereyken verdiğimiz yüzde 100 alım garantisiyle, bu ürünün belki de kaderini değiştirmiş olduk. Verdiğimiz alım garantisiyle birlikte, kesilen kan portakalı ağaçlarının yerine tekrar yenileri dikildi." açıklamasında bulundu.

Türk mutfağının potansiyeline olan inançla, değerlerinin gelecek nesillere aktarılabilmesini sağlamak amacıyla çalıştıklarını aktaran Türüng, "Yeme içme sektöründe ve tüketicilerde yerel ürün algısının artışını, kooperatifleşmenin önemini ve bu yerel ürünlerin sofralarda yeniden yer almasını sağlamayı amaçlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki yerli ürün sürdürülebilir olmazsa, Türk mutfağının sürdürülebilirliği söz konusu olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Şef Murat Deniz Temel ise yerel ürünlere mutfaklarda daha fazla yer açılması gerektiğini belirterek, Metro Türkiye ile bu değerli ürünleri korumanın ve tanıtmanın büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.

– 3 kat daha fazla antioksidana sahip

Verilen bilgiye göre, Mersin Kan Portakalı'nın, yetiştiği coğrafyadaki sıradağların konumu, toprağın yapısı ve sıcaklık süresi sayesinde kendine has bir renk, koku ve aroması bulunuyor.

Bu özelliğiyle diğer tüm portakallardan ayrılan kan portakalı 3 kat daha fazla antioksidan ve C vitamini barındırıyor. Raf ömrü çok uzun olmayan Mersin Kan Portakalı, faydalarını bilen bölge halkı tarafından ev bahçelerinde aile içi tüketim için yetiştiriliyor ve kurutularak daha uzun süre saklanabiliyor.

Mersinden Kadın Kooperatifi tarafından üretilen kan portakalının kurusuna raflarında yer veren Metro Türkiye, son olarak Mersin Kan Portakalı suyuna da raflarında yer veriyor.

Paylaş

Paylaş