Dolar 32,5180
Euro 34,8973
Altın 2.454,80
BİST 9.882,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 18°C
Az Bulutlu
Trabzon
18°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C




















ÇANAKKALE..!

ÇANAKKALE..!
11 Ekim 2022 12:39
1.349
A+
A-

Çanakkale Savaşı başladığında Edremitli Halil Çavuş 47-48 yaşlarındadır.

Oğlu Ali ise 19-20 yaşlarında bir delikanlı olup Çanakkale’ye gitmiştir.
Bir gün Halil Çavuş’un hanımı dükkana korku ve heyecanla gelerek “Bey… Bey

– Eve iki asker geldi.
Seni sordular, hemen askerlik şubesine gidecekmişsin.
Acele git hele yoksa Alim’e bir şey mi oldu?” der.

– Tamam hanım sen sakin ol.
Ben şimdi gider, öğrenir gelirim.
Canım çekti sen akşama ocağa kurufasulye koyda yiyelim.”

Halil Çavuş alelacele dükkanı toparlayıp askerlik şubesine giderek kendisini tanıtır. Komutan ayağa kalkar.

– Sen nerede kaldın Halil Çavuş yürü… Bütün Edremitliler Çanakkale’ye gidiyor.
Koş yetiş!”

Halil Çavuş şaşkınlık içinde komutana “Aman eve varıp haber vereyim. Helalleşeyim komutan” der.

– Mümkün değil, kafileden kopma. Koş!
Eve biz haber veririz.”

Gerçekten de
‘Kocanızı Çanakkale’ye gönderdik’
diye eve haber gönderilir.
Ama Halil Çavuş evine uğrayıp helallik alamadan Çanakkale’ye savaşa gitmiştir. Aradan zaman geçip savaş sona erdiğinde Çanakkale’ye gidenlerden bazıları geri döner.
Bir çoğu ise dönemez.
Dönenlerin arasında Ali de vardır.
Ama babası Halil evine hiç dönememiştir. Kabrinin yeri bile yoktur günümüzde..!

Bundan sonrasını Ali’nin torununun ağzından dinleyelim.

– Ben o Ali’nin torunuyum!
Nenem, hayatı boyunca her akşam kuru fasulye pişirdi.
Kendisi ağzına O yemekten tek bir lokma koymadı.
Hep bize yedirdi.
Nenem ölene dek her akşam O boş tabağı sofraya koydu ve kaldırdı. Koydu… ve kaldırdı…
Benim nenem hayatı boyunca sofraya boş tabak koydu.
Çatalı kaşığı yanında hazır boş tabak..!dedemizin tabağıydı.
Ölüm döşeğinde bile
– Dedenizin tabağını koyun.”Diyordu.

Bu vesileyle Çanakkalede bu vatan için canlarını vermiş Şehitlerimizin ve Tüm şehitlerimizin ruhları Şad olsun..!

Yazan Hasan Sağlam

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.