Dostluk iki yürek arasında akan bir nehir gibidir. Gittiği yeri de temizler geldiği yeri de.
Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır,
Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır.
Arkadaş senin ağladığını görmez,
Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye
ile gelir,
Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider.
Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur,
Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için,
Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür,
Dost ise tekrar arar.
Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister,
Dost ise her zaman senin arkandadır.
Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir,
Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder.
Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar,
Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır.
Arkadaş sizi ikinci görmek ister,
Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar.
Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır,
Dost sıkıntınız olduğunda size koşar.
Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız,
Dostlarınız size huzur vermeye çalışır.
Gerçek dostluk, çınar gibidir.
Meyvesi olmasa da gölgesi yeter.
Dostluk çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneş vurunca kurusun. Bizim dostluğumuz deniz misali buharlaşsa da yağmur misali geri döner iyi ki varsın.
Eski arkadaşlar hep dost kalmıştır..
Yazan Hasan Sağlam.