Bir öyküye kaç duygu sığar?

Bir dede ile torunu arasındaki bağa dair bugüne kadar pek çok kitap okuduk. Ancak ‘Zürafa Sözü’, dede torun ilişkisi düzleminde ilerliyor görünse de, bundan daha fazlasını barındıran, çok katmanlı, duygusal yoğunluğa sahip bir öykü.

15 Mart 2021 11:04

162

Anıl Basılı’yı bundan önce hem resimli kitaplarıyla hem de bir üst yaş grubu için yazdığı öyküleriyle tanıdık. Yumuşak bir dil ve akıcı bir üslupla kurguladığı duygusal metinleriyle genç okurların ve elbette yetişkinlerin de dikkatini çeken genç yazar, ‘Zürafa Sözü’ kitabıyla çıtayı biraz daha yükseltiyor. Bahsettiğim bu ‘çıta yükseltme’ durumu, hem bu kez hitap ettiği yaş grubunu hem de bir yazarın olgunlaşma evresini işaret ediyor. Doğa fotoğrafçısı bir dedeyle, ona adeta hayranlık duyan torununun sıcacık ilişkisine yakından bakıyoruz kitapta. Bu ilişki öyle yerinde, öyle tadı damakta bırakarak anlatılmış ki, öykünün çerçevesi içinde kalan diğer duygulanımların ve anlatıların üzeri örtülmemiş. Kitabın kahramanı Toprak, bize usul usul anlattığı öyküde, dedesiyle yaşadığı o çok özel yaşantıların ötesinde kendi duygu dünyasındaki iniş çıkışları ve bir türlü izini sürmekten vazgeçmediği anılarını da paylaşıyor. Bazen turuncu bir karavanın penceresinden, bazen de bir fotoğraf makinesinin objektifinden Toprak’ın dünyasına dalıveriyoruz.

Sevdiğimiz birini kaybetmenin, onu çok özlemenin hüznüyle bizi yer yer sarıp sarmalayan öykü, bir an geliyor içimizi umutla dolduruyor. Aslında kaybettiğimizi sandığımız kişiyi, gerçekten kaybetmiş mi oluyoruz? Yoksa onun sevgisi ve anılarıyla mı büyüyoruz? Ayrıca tıpkı, güneşin doğuşunda ve batışında birbirini selamlayan zürafalar gibi, zürafa sözü verenler hiçbir zaman ayrılmıyor mu? Öyle ya, umut hep var!

Anıl Basılı, Toprak ve dedesinin ilişkisi ışığında, insanın hayvan ve doğa karşısındaki sorumsuz tavrına da değiniyor. Doğaya ve diğer yaşamlara bir türlü tam olarak duyamadığımız o saygıdan, insanın kendini tüm canlıların üstünde gören o kibrinden ve bugüne kadar yok ettiklerimizin bizi farkında olmadan konuşlandırdığı o karanlık gerçekten de bahsediyor. Beni, özellikle bu yönüyle etkilediğini söylemeden geçemeyeceğim. Diliyorum dikkatli okurların da gözünden kaçmayacaktır. Salt dede-torun ilişkisini anlatan bir öykü olarak değerlendirilmekten çok daha fazlasını hak ettiğini düşündüğüm ‘Zürafa Sözü’nü, yapay bir mutlu sonla değil, umudun her zaman olduğunu hatırlatan, zihin açan ve ışık saçan bir sonla bittiği için de kitaplığımın ve kalbimin en güzel yerlerinden birine yerleştirdim. Mavisu Demirağ’ın enfes çizimlerinin de yer aldığı ve özellikle de göz alıcı kapağıyla çekim alanına daha en başından girdiğiniz kitabı, 10 yaş ve üzeri tüm çocukların, elbette yetişkinlerin de okuması, bu sıcacık öyküye kitaplıklarında yer açması dileğiyle…

Bir öyküye kaç duygu sığar ZÜRAFA SÖZÜ
Anıl Basılı
Resimleyen: Mavisu Demirağ
Doğan Egmont, 2021
68 sayfa, 16 TL