Dolar 32,3394
Euro 34,8511
Altın 2.391,82
BİST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 17°C
Hafif Yağmurlu
Trabzon
17°C
Hafif Yağmurlu
Cts 15°C
Paz 15°C
Pts 17°C
Sal 18°C




















Filistin'e kitlesel desteğin küresel paradigma değişiminin göstergesi olduğu belirtiliyor

Filistin'e kitlesel desteğin küresel paradigma değişiminin göstergesi olduğu belirtiliyor
14 Aralık 2023 11:10
78
A+
A-

İSTANBUL (AA) – HALİL İBRAHİM MEDET – Gazze halkının iki aydan fazladır maruz kaldığı sistematik soykırıma karşı somut önlem alınamamasının dünya halklarında tepkiye yol açtığı ve İsrail'in şiddetine karşı kitlesel farkındalığın uluslararası sistemde paradigma değişiminin yansıması olduğu belirtiliyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) görev yapmış Müslüman ülkelerden ilk avukat Hassan Aslam Shad, AA muhabirine, İsrail'in savaş açtığı Filistin'e uluslararası kuruluşların yaklaşımını değerlendirdi.

Shad, dünya halklarının, uluslararası sistemden İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana adaletin tesis edilmesini beklediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Halklar, hukukun üstünlüğünün mazlumların imdadına yetişeceğine dair umut besliyordu. Bugün aynı halklar uluslararası hukukun Filistin'de tamamen yıkılıp yok edildiğine tanıklık ediyor. Uluslararası hukukun büyük hedeflerini ve girişimlerini sürdürmekte başarısız olduğu birçok örnek görmüştük ancak şimdi Filistin örneğinde uluslararası ceza sisteminin adaletinin tamamen çöktüğünü görüyoruz."

UCM gibi kuruluşların belirli gündemlerle hareket eden siyasi araçlar olduğunu kaydeden Shad, Müslüman ülkelerin Türkiye öncülüğünde toplu şekilde yeni kurumlar oluşturulması için çalışması gerektiğini söyledi.

Shad, uluslararası düzenle ilgili yeni arayışların sadece Filistin halkıyla sınırlı olmadığını vurgulayarak, "Filistin mücadelesine ilişkin kitlesel farkındalık biçiminde ortaya çıkan bir paradigma değişiminin yaşandığını görünüyoruz. Spektrumun alt ucunda yer alan halklar her zaman Filistinlilerin sesiyle birleşecek çünkü onlar Filistinlilerin yaşadıklarına çok benzeyen acılar çekiyor." diye konuştu.

– Uluslararası sistem sadece belirli bir etnik grup acı çektiğinde harekete geçiyor

UCM'nin Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında hızlı bir şekilde yakalama kararı çıkarttığını hatırlatan Shad, binlerce sivili öldürmesine ve çok daha büyük felaketlere yol açmasına karşın İsrail'e karşı uluslararası sistemin hareket edemediğini belirtti.

Shad, UCM'nin İsrail'e karşı harekete geçememesinin sebebinin uluslararası sistemdeki seçici yaklaşım olduğunu vurgulayarak şu şekilde konuştu:

"Uluslararası sistem, sadece belirli bir etnik grup veya ülke acı çektiğinde harekete geçiyor. Bu yüzden Müslüman ülkelerin bu çerçevenin dışına çıkması gerektiğini düşünüyorum. Artık seçenekler üzerine düşünmeleri gerekiyor çünkü konu Filistinlilerle ya da Gazze'deki insanlarla ilgili değil. Bu, meşru özgürlük mücadelesine inanan herkesi ilgilendiriyor. Dünya artık açıkça onlar için adalet ve özgürlük isteyen tüm Müslüman sesleri Filistinliler ile aynı kefeye koyuyor. Bu yüzden Müslüman ülkelerin Türkiye'nin öncülüğünde, yeni kurumların oluşturulmasını savunmasının zamanı geldi."

Küresel kuzey ülkeleri dışındaki ülkelerin Filistin halkına karşı daha sempatik tutum sergilediğine dikkati çeken Shad, dünyanın Türkiye gibi barış ve adalet arayışı içinde olan devletlerden gelecek ivmeye ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.

– "Bazı Batılı ülkeler ateşkes isteyecek ahlaka sahip değil"

Shad, İsrail'in "toplu cezalandırma, insan dışılaştırma, yerinden etme ve temel ihtiyaçlara erişimi kesme" gibi yöntemlerle klasik bir soykırım suçu işlediğine işaret ederek, "Uluslararası hukukun ilk defa bu kadar yoğun biçimde ve tüm insanların gözü önünde ihlal edildiğini görüyoruz çünkü şu anda sosyal medya ve yaygın kitle iletişim araçları yaşananları küresel sahneye taşıyor. Bazı Batılı ülkeler ise hala ateşkes isteyecek ahlaka sahip değil." ifadesini kullandı.

Uluslararası hukuka göre İsrail'in eylemlerinin kendini savunma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Shad, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kendini savunma hakkı ile ilgili meşhur '51. Madde' var. Bu madde, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelere silahlı saldırıya uğramaları halinde kendi bölgelerini savunma hakkı veriyor. Burada anahtar kelime 'kendi bölgesi'. İsrail ise işgal ettiği topraklarda kendini savunma hakkı olduğunu iddia ediyor. Bu tıpkı benim birine saldırıp sonra 'Kendimi savunma hakkım var' demem gibi. İsrail, eğer Filistinlilere 7 Ekim'e kadar uluslararası insan haklarının tamamını tanıdığına, Hamas'ın saldırısından sonra durumun değiştiğine inanmamızı bekliyorsa bu sahtekarlık ve ikiyüzlülük."

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.