Dolar 32,2020
Euro 35,0069
Altın 2.504,53
BİST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 18°C
Az Bulutlu
Trabzon
18°C
Az Bulutlu
Paz 19°C
Pts 19°C
Sal 21°C
Çar 23°C




















-HAKKIN AYNASI –

-HAKKIN AYNASI –
6 Eylül 2023 15:15
234
A+
A-

NEVZAT AKSOY

Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.Beşer olarak imtihanınız devam ettiği gibi, son yıllarda ülkemizde depremler, seller, yangınlar, musibet ve belalar hiç eksik olmadı.Yüce hakkın taktiriyle zuhur eden gelişmeler, insanlığın Allah nazarında kedini sorgulaması, yüce İslam dininin emir ve yasaklarına uyma ve gereklerini yerine getirme, için bir uyarı, gaflet ve zararda olan bir insanlığa kurtuluşa bir davettir.Her ne kadar da haktan gelen musibet ve belalar, insanlığa acı, ölüm, yıkım, gözyaşı yaşatsa da yüce mevlamızın rahmeti her zaman gazabından daha büyüktür.İnsanlığa kaldıramayacağı yükü vermez.İnsanlığı hak ve doğrulukla buluşturmak için tefekküre teşvik eder.Her musibette iki yön vardır. Biri, insanın işlediği suçlardan dolayı gördüğü ceza manasına gelir; diğeri, Allah’ın merhametinin tecellisine bakar.

İnsana bakan yönüyle her musibet ilahî adaletin bir yansımasıdır. Bir ihkak-ı haktır, bir cezadır ve dolayısıyla da bir kefarettir.

Allah’ın rahmetine bakan yönüyle her musibet, bir ilahî lütuftur, bir iltifattır, bir korumadır, bir inayet cilvesidir. Çünkü büyük suçların büyük merkezlerde, ağır ceza mahkemelerinde görülmesi, küçük suçların küçük yerlerde, ilçelerde, nahiyelerde olması bir hukukî kural gibidir. Bu kaideye binaen, musibetler müminler için küçük bir yer olan dünyada olması, ahiretteki ağır ceza yeri olan büyük mahkemeye bırakılmaması, Allah’ın bu kulları için bir lütfüdür, hafif bir ceza ile onları kurtarma operasyonudur. İnsanlığa Allah nazarındaki değerini yükseltmek, dünya sevdasından uyanmaya, hakla yüzleşmenin sınavını yaşıyoruz.Bu sınava dünyalıkları elimizin tersiyle itip, Allah nazarındaki değerimizi artırmak için sizleri yaşanmış bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
1960’ larda Hindistan’da büyük bir ekonomik kriz yaşanır. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hiç görülmemiş bir şekilde artar. Eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir. Halk büyük âlimlerden olan Muhammed Yusuf Kandehlevî’nin yanına gelip bu durumu şikayet ederek pahalılıktan ve fiyat artışından yakınırlar. Ondan bu duruma karşı ne yapmaları gerektiğini sorarlar.

Kandehlevî onlara şu önemli nasihati yapar ve derki:
“ insanlar ve eşyalar Allah katında iki elin iki terazisinin kefesi gibidir. Eğer Allah katında insanın değeri artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar ama eğer Allah katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur siz Allah katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki böylece insanın değeri yükselsin ve eşyanın değeri de azalıp fiyatlarda düşsün.” Sonra Halka dönüp şu ayeti bu söylediğine delil olarak okur:

“Eğer O şehirlerin halkı, hakkıyla iman edip takva sahibi olsalardı muhakkak onlar üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık”
Araf/96

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.