Dolar 32,2623
Euro 34,7219
Altın 2.399,06
BİST 10.336,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 18°C
Açık
Trabzon
18°C
Açık
Çar 19°C
Per 18°C
Cum 19°C
Cts 16°C




















-YÖNETMEK VİZYON GEREKTİRİR-

-YÖNETMEK VİZYON GEREKTİRİR-
8 Ekim 2022 21:54
180
A+
A-

Nevzat AKSOY

 

Değerli okuyucularımız herkese dua ve se

lamla yazıma başlıyorum.

Daha önceden de hak etmediğiniz ama,

size reva görülen sosyal ve ekonomik

bir yükün ağırlığını yaşadığımız bu

günlerde ,bu küresel salgın musibeti

de eklenince ne kadar zor günler

geçirdiğinizi anlıyor, hep dua

ediyorum.

Bu samimi duygularımı ifade

ederken de hakikaten de insanlığa

hizmetin ne kadar büyük bir şeref

olduğunu biliyor, anlıyor, ama bu

şerefe nail olan vesayetin hizmeti

seksen iki milyon insanımıza bir vefa

olarak da değil de, adeta bir cefa

olarak yönetilmesine üzülüyor, bir

anlam veremiyor; vicdanım kabul

etmediği için de duaya sarılıp ya Rabbi

bana bir imkan ver de milletimize

yardımcı olabileyim demekten öteye

gidemiyorum.

Evet biz insan olarak, inancımız

gereği Allahtan gelen her türlü

musibete, itiatkar ve sabırlı

olmalıyız.Hz Mevlananın dediği gibi:

Sıkıntılar misafir gibidir; gelir

gider. Önemli olan gönderenin

hatırına misafire sabretmektir.

Ama başka bir sıkıntı var ki; tamamen

insani olan, kötü yönetilmenin

sonucu olarak, millete çile ve yokluk

çektirmek kader değildir.Hiç bir

insanın, hiç bir yönetimin hiç bir

unsurun, bunu yaşatmaya ne hakkı

vardır; ne de haddi olabilir.Zaten

imanı kamil olan hiç bir vicdan da

bunu kabul etmez; ve etmemelidir.Bu

duygularımı ifade ederken de vatan,

millet, devlet, bayrak, sevgimizin

bağlılığı her şeyin üstünde gelir.
.
Zaten milletinin, devletinin,

vatanının, selayeti için sancı

çeken insanların işidir.Doğruları

yazmak.

Eğer bu gün toplumumuzda

rayında gitmeyen bir sıkıntı var

ise; buna sadece seyirci kalıp sorunun

daha da büyümesine fırsat

vermekten se, buna müdahale

edip, sıkıntıyı çözmek, temenni ve

eleştiri yapmak, bunu anlamayan

yönetimlere yolunu kaybetmiş bir

insana yolunu bulması için verilmiş

bir pusula kabul edilmelidir.

Peki yirmibirinci yüzyıldaki bir

çağda, devletin giderek milletinin

sosyal refahını yükseltmesi

gerektirirken, bu işsizlik, yokluk, açlık,

makasının giderek artmasını neye

borçluyuz.Dünyada günde 25 bin

insanın açlıktan öldüğünü, bunu yıla

vurduğumuzda korkunç bir rakamın

ortaya çıktığını görmekteyiz.

İşte ülkemizde en birincil sorun

olan işsizlik, ve yoksullukla tam

anlamıyla bir savaş başlatmıyoruz.Bu

sorun rakamlara baktığımız zaman

günümüzün hastalığı olan krona

virüsünden de büyük bir sorun

olduğunu görmekteyiz.Peki bu

korunaya karşı tam bir seferberlik

yapılabiliniyorsa, neden yoksullukla

İşsizlikle binlerce kapanan

işyerleri için bir savaş başlatmıyoruz?

Haklısınız çünkü bu virüs hiç bir

insan ayrımı, sosyal sınıfı dinlemiyor.

Peki illahi bizim hayatlarımız

tehlikeye girdiği zaman mı devreye

gireceğiz.

İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?

Tarihimize baktığımızda Osmanlıdan

başlayarak, 23 NİSAN 1923’te Türkiye

Büyük Millet Meclisinin kurulmasıyla

ilk TBMM’ si kurtuluş savaşını o

günkü şartlarda başarıyla sevk ve

idare ederek, her türlü sıkıntıya

göğüs gererek bu günkü Türkiye

cumhuriyeti devletini bizlere hediye

etmişlerdir.

Peki böyle mi olmalıydı? Osmanlı’nın

torunları, olarak Türkiye cumhuriyeti

devletinin birer varisleri olarak,

ellerimizi vicdanlarımıza

koyduğumuzda bu yönetimde bir

şeylerin eksik olduğunu fark

etmemek için kör ve sağır olmak lazım

niçin mi?

Bu gün adalet yönetim vesayetinin

baskısına girdiği için

Medya vesayete kurban olduğu için

düşüncelere frangalar vurulduğu için ve,

nasıl Kuran dinimizin temeli ve

anayasası ise;

adalet te devletimizin temeli ve

anayasasıdır.

Hz Ömerin dediği gibi:

ben minareyi yıkarım ama adaleti

yıkmam.

Peki yönetimler yanlıştan dönüp

asıl işi olan millete dönemez mi?

Elbette yol çamursuz insan

kusursuz olmaz.

Tabiki insanlar hata ve yanlış

yaptığı gibi, devletlerde yanlış

yapabilir.Önemli olan hatasını görüp

milletin istek ve temennilerine dönüş

yapmaktır.

Haydi devletim bu ülke insanları

her zaman sizin yanınızda oldu.Sizi

iktidar yaptı, sizi cumhurbaşkanı yaptı.

kısacası sizi ödüllendirdi.

Şimdi sıra sizde bu millete vefa

borcunuzu ödemek için,

Türk milletine bela olan işsizliğe,

yokluğa, açlığa, savaş açıp bitirmek için

İstiklal marşımızın mimarı MEHMET

AKİF ERSOY gibi sırtında paltosu

yokken bu marştan kazandığı para

ödülünü Darül Mesai vakfına

bağışladı.

Sizde İlk fedekarlığı kendinizden

başlayarak, üç aylık maaşınızı Türk

milletine hediye ederek Türkiye

devletinde milletin ekonomisini

düzeltmek için Tekalifi Milliye (ULUSAL

YÜKÜMLÜLÜKLER) ye davet ediyorum.

.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.