“EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI”

“Ekonomik Kurtuluş Savaşı”

Son yıllarda ekonomimiz,spekülasyonlar, manipülasyonlar,tefeciler ve çıkar odakları tarafından epey hırpalanmış, ekonomik anlamda devletimize büyük zararlar vermişlerdir.Ayrıca Türkiye, yabancı bankaların büyük karlar elde ettiği ve hızla büyüğünü bir yatırım limanı haline gelmiştir.

Bu bağlamda siyasi olarak, hükümetimizin neler yapması gerektiği hakkında yorum yapmak haddime düşmez.

Televizyonlarda her gece Türkiye halkına akıl veren, nasihat eden, sürekli hükümet kurup, hükümet yıkan programlar yayınlanıyor.Millet olarak sessiz sessiz dinliyoruz.Yalnız sessiz sessiz dinlemek tehlikelidir; Sensizlik bir kurgunun ifadesidir.Halk fikirlerini ve düşüncelerini ifade etmesi gerekir. En azından bir yorum yapmak lazımdır. Ama, yorum bilgiden doğar. Yorumdan yorum yapmak en büyük hata ve cehaletin ta kendisidir.Maalesef şu an itibariyle yaptığımız en büyük sıkıntı ve en büyük tehlike yorumdan yorum yapan bir millet haline geldik. Herkes konuşuyor; Ama herkes konuşuyor. Bilen de konuşuyor, bilmeyende konuşuyor…

Konuşulması gereken en önemli konu ekonomi; Yangın yerine dönmüş bir piyasa, yüksek fiyatlarda satın aldığımız ürünler, sürekli olarak artan döviz ve altın fiyatları…

Ekonomik kriz yaşadığımız bu günlerde, bir şey yapılacaksa hepimizin yapması gerekiyor; Hem devletimizin, hem de bizlerin…

Öncelikli olarak, ekonomik anlamda yaşadığımız büyük sıkıntının giderilip, piyasadaki dengesizliğin giderilmesi gerekiyor. Devletimizin piyasadaki olumsuz havayı dağıtarak, halkın hükümete güvenirliğini sağlayacak adımlarla bu sürecin atlatılacağını umuyoruz.

Bununla beraber tarım ve sanayi alanında üretim şarttır. Özellikle tarımsal alanda üretim konusu öncelikli olmak zorundadır. Çünkü üretim tüketime cevap veremiyor. Daha çok üretmek zorundayız. Ayrıca hem tarım, hem de sanayi alanında ihracata daha çok önem vermek zorundayız.

Özellikle döviz kurunun ve altın fiyatlarının kontrol altına alınarak,piyasadaki yangının söndürülmesi şarttır. Ayrıca marketler ve satıcılar ellerini taşın altına koyarak fiyat indirimi yapmalıdır.

Devletimizin tasarruflu tedbirleri konusunda gerekli adımları atmalı ve savurganlıga izin vermemelidir. Özellikle son yıllarda, lüks makam araç kullanılması konusunda hükümet tüm devlet kademelerine ve tüm belediyelere kesin talimat vermişti.Bence bu konuda daha bir çok önlemler alınabilir; Örneğin yerli araç kullanılması gibi. Örneğin yakıt giderleri kontrolü gibi. Örneğin devlet kademelerinde kullanılan sarf malzemeleri gibi. Örneğin iletişim giderleri gibi. Örneğin her makama araç tahsis edilmesi gibi…Örnekler çoğaltılabilir…

Piyasayı boş bırakmamak lazım; Devletimiz gerektiğinde piyasadaki fiyatlara müdahale etmelidir. Gerçi hükümetimiz bu konuda yaptırımlar uyguluyor. Daha da ileriye gitmek gerekiyor. Çünkü çok ahlaksız bir piyasa ekonomisi var. Bu kadar zam olmaz ki yahu…

Ayrıca Merkez Bankası gerektiğinde gücünü göstermelidir.Çünkü Merkez Bankası’nın bu yetkisi ve gücü var. Gerekli olan durumlarda, döviz piyasasında ihale veya müdahale yöntemiyle Türk lirası karşılığı döviz alım satım işlemleri yaparak,piyasadaki dengesizliğin üstesinden gelecek her güce sahiptir.Zaten Merkez Bankası’nın Doğrudan Döviz Müdahalesine İlişkin Basın duyurusunda ;”Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir.

Kamuoyunun bilgisine sunulur” diyerek açıklama yaptı.

Umuyoruz ki, ileri günlerde hem döviz, hem de altın fiyatlarında düşüşler yaşanır. Hem Türk ekonomisi, hem de Türk milletinin bütçesi rahatlar. Çünkü bunu hepimiz hak ediyoruz.

Saygılarımla!!!

Ayhan Yalçın

Paylaş

Paylaş