ALLAH İMANI BİZE VERDİ, CİHATTA BİRLEŞEMEDİK?

NEVZAT AKSOY
ALLAH İMANI BİZE VERDİ, CİHATTA BİRLEŞEMEDİK?
Değerli okuyucularımız, herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.
Ortadoğu’da barbar İsrail ve yandaşlarının kirli hesapları, yıllarca yıkıcı, saldırgan, kanun ve nizam tanımayan patolojik, faşizan bir ideolojinin akıllara ziyan cehennem hayatını Filistin’de yaşattı. Şimdilerde de İran’a sıçrayarak tüm Ortadoğu’yu ve İslam Arap ülkelerini kan gölüne çevirmekten gözü doymuyor.
Bu hastalıklı ve kirli savaşın baş aktörü, katil Bünyamin Netanyahu ve arkasındaki gölge destekçileri; Amerika ve Batılı bloğun şımarık güçleri, dünya barışına, savaş hukukuna, insan haklarına, ülkelerin birbirine olan anayasal saygınlığına hiçbir saygı göstermeden, utanmadan, usanmadan insanlık suçu işlemeye devam ediyor.
Bu senaryolar sürerken, gün geçtikçe bedeli telafi edilemeyecek ağır tahribatlar, binlerce ölüm, gözü yaşlı binlerce savunmasız yetim, öksüz ve evi barkı yıkılan masum insanların sayısı artıyor. Ancak kimse genelleşmiş sözlü bir kınama zincirini kırıp birleşmeye, teşkilatlanmaya, İslam coğrafyasında bizden olmayan bu kangreni bitirme eylemine ve cesaretine bir türlü sahip olamadı. Halbuki bu cesareti Cenab-ı Allah Müslümanlara vermişti; o da imandı.
Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Eğer içinizde sabreden ve Allah’tan korkan yüz kişi olursa, kâfirlerden iki yüz kişiyi yenerler. Sizin bin kişiniz, Allah’ın izniyle, iki bin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.”
(Enfal Suresi, 8/66)
İsrail’deki Yahudi nüfusu: 5.978.600
İsrail’deki Arap nüfusu: 1.636.600
Bu tabloya baktığımızda, Enfal Suresi’nde beyan edildiği gibi, Müslümanların sayısı ne kadar az olsa da kâfirlere karşı üstün gelirler. Bu ayet, Müslümanlara, “Allah sizinledir, korkmayın” güvencesini verirken, İsrail’de Arap nüfusu İsraillileri üçe katlamasına rağmen, yıllarca bu senaryoya neden seyirci kaldık? Neden bir avuç İsrail’in bu kadar katliam ve barbarlıkla büyümesine müsaade ettik?
Ben hatayı halkta değil, Ortadoğu’nun şimdiye kadar satılmış liderlerinde buluyorum. Müslümanlığa yakışmayan bu utanç tablosunu düşündükçe, bin kez ölmeyi tercih ediyorum.
Yine Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Sizin yüz kişiniz, inkâr edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur.”
(Enfal Suresi, 8/65)
Allah daha sonra yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Ancak sabırla direnen Müslümanlar için zafer Allah’ın izniyledir. Allah sabredenlerle beraberdir.
Rabbim biz Müslümanları affetsin. Yıllarca seyirci kaldık, sözlü eylemden fiili eyleme geçemedik. Kâfirlerin saldırılarına karşı cihad edemedik. Bu eylemsizliğimizin hesabını nasıl vereceğimizin endişesinde olmalıyız.
Tüm zalimlik ve kural tanımazlığın dünya jandarmalığına soyunan, soysuz Yahudi ve Hristiyan din düşmanları; nükleer ve kitle imha silahlarına sahip olan baş aktörler, bugün sözde “nükleer silah üretiyor” dayatmasıyla İran’a saldırma alçaklığını bile gösterebiliyorlar. Bu da bize “İslam olarak biz neredeyiz?” sorusunu tekrar tekrar hatırlatıyor.
Eğer gerçekten hakiki Müslümansak, hiçbir ilahi dinde meşru olmayan bu çarpıklığı; birleşerek, eyleme geçerek, Allah yolunda cihat ederek, Yüce Allah’ın sadece Müslümanlara verdiği iman gücünü kullanarak, yıllardır Ortadoğu’da Müslümanların bedeninde bir sarmaşık gibi dolaşan bu kangreni kökten bitirmeliyiz.