Fahrı Koc Bu 28 Şubat’ı planlayanlarla 28 Şubat mağdurlarının birlikte
927’de cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik ve milliyetçilik olarak tanımlanan dört ilkeye, 10-18 Mayıs 1931 tarihlerindeki üçüncü parti kurultayında devletçilik ve inkılapçılık ilkeleri eklenerek “altı ok” kavramı benimsenmişti.
Cumhuriyetçilik ilkesi ile CHP iktidar olduğu dönemlerde adeta bütün partiler kapatılmış, tek parti iktidarı ile yıllarca bu ülkede saltanat sürmüşlerdir. Diğer partiler kapatılmakla kalmamış yöneticileri ya asılmış ya da suikastlarla öldürülmüştür. Kalanlar ise yurt dışına kaçmak mecburiyetinde bırakılmıştır.
CHP iktidarında resmi tanımı muallakta bırakılan laiklik ilkesi ile halk üzerinde ağır dini baskılar uygulanmış, camiler ahırlara çevrilmiş, ezan orijinal şeklinden çıkarılmış, medreseler kapatılmıştır. Kaba tabiriyle din ve devlet işleri birbirinden ayrılmamış, bilakis din baskı altında tutulmaya çalışılmış, Müslümanlar zulüm altında inim inim inletilmişlerdir. İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu millet laiklik adı altında ezilmiştir.
CHP iktidarında devletçilik ilkesi ile devletin içi boşaltılmış, devlet ile milletin arası açılmış, milletine zulmeden bir devlet yapısı ile millet devlete düşman hale getirilmiş, azınlık sayılan Yahudiler dışında özel sektör ortadan kaldırılmış, milli uçak yapan fabrikalar bile kapatılmış, devlet kurumları “Yağma Hasan’ın Böreği” usulü ile parti yandaşlarının arpalığı haline getirilmiştir.
CHP iktidarında halk fakirleşmiştir. Halka tepeden bakan bir anlayışla batı medeniyeti üstün tutulmuş, milletin bin yıllık inancı, anlayışı, örf ve adetleri hor görülmüştür. Halkçılık sözden öteye geçememiştir.
Milliyetçilik ilkesi tam bir ırkçılık olarak uygulanmış, kafatasçılık almış başını gitmiş, “brakisefal kafa mı yoksa dolikosefal kafa mı Türk’tür?” denilerek dünyaya utanç verici bir görüntü verilmiş, dini şahsiyetler küçümsenmiş ve aşağılanmıştır.
İnkılap; “ıslahat” manasında değil de “devrim” anlamında kullanılmış, kadim medeniyetimizin bütün değerleri yok edilmiştir. Meclis kürsüsünde “İhtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir” mesajı ile korku salınmış, ardından her on yılda bir darbelerin kapısı aralanmıştır.
Geçen zaman içinde her bir ilkesiyle çelişen faaliyetler içinde olan CHP girdiği onca seçimde yenilgi üzerine yenilgi alarak bugünlere geldi. İlkelerle bir yere varamayan CHP altı ok kavramını şimdilerde altı ilke üzerine değil de altı parti üzerine kurdu. Tek hedef Ak Parti’yi devirebilme olan bu birlikteliğin halkın nezdinde nasıl bir yer bulacağını zamanla göreceğiz.
Açıklamanın 28 şubatta yapılacak olması ise başlı başına bir facia. Başörtülü kızlarımızın okullara sokulmadığı, dinini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat. Bu 28 Şubat’ı planlayanlarla 28 Şubat mağdurlarının birlikte 28 Şubat’ı gölgede bırakma, hafızalardan silme çabasından öte bir şey değildir. Acı olan da budur…