“REKABET KURUMU MARKETLERE, MARKETLER BİZLERE CEZA VERİYOR “
“REKABET KURUMU MARKETLERE, MARKETLER BİZLERE CEZA VERİYOR ”
Pandemi sürecinde hepimiz evlerimize çekildik.Çekildik çekilmesine ama, tüketim çılgınlığı yaşamaya başladık. Evlerimizde durdukça habire gırtlak, habire gırtlak deyip, herşeyi bol bol tüketmeye başladık…Hem de ne tüketmek…Ülkemizin kendi ürettiği ürünler yetmiyor, tüketim çılgınlığı yüzünden sürekli olarak gıda ithalatı yapıyoruz.Nereye kadar onu da bilmiyoruz…
Çiftçimiz, üretim maliyetleri bahanesi ile artık üretim yapmıyor. Ya da yeterli üretim yapmıyor. Zaten üretilen ürünler yeterli olmadığı için,sürekli ithalat yapmak zorunda kalıyoruz.
Tüccarlar, çiftçilerimizin ürettiği ürünleri tarladan ucuz fiyata satın alıyorlar. Yüksek kar oranı ile marketlere,ya da toptancılara satıyorlar. Bu arada bir çok zincir markette aynı yöntemle ürün satın alıyor. Marketlerde satın aldığı ürünlerin fiyatını daha çok şişirip, bizlere fahiş fiyatlarla satıyorlar. Bu arada ekonomik anlamda ezilen ve zarar gören biz nihai tüketiciler oluyor.
Rekabet Kurumu fahiş fiyatlarla ürün satan marketlere soruşturma açtı; Açılan bu soruşturma sonrasında BİM, CarrefourSA, Migros, ŞOK, A 101 ve Savola Gıda’ya toplam 2 milyar 671 milyon lira idari para cezası verilmesine karar verildi. Rekabet Kurumu, fahiş fiyat soruşturması kapsamında zincir marketlere idari para cezası kesilmesine karar verdi.
Kesilen cezalar sonrasında Migros ve BİM’in ardından bir açıklama da Şok’tan geldi. 384 milyon TL ceza yiyen şirket, Migros ve BİM gibi itiraz edeceklerini duyurdu. Bu itirazların sonucu ne olur bilmiyoruz. Ama, bizler kime ve nereye itiraz edeceğiz? Her zaman ki gibi yine olanlar bizlere oldu. Yani yediğimiz kazıklar bizlere, paralar marketlere kaldı. Kaybeden yine biz tüketiciler oldu. Zaten Türk milleti bu tarz manipülasyonlara ,spekülasyonlara yüksek oranlarda zamlara alıştı.
İşin üzücü tarafı bizler hiç bir şekilde tepki vermiyor ve her şeyi kabullenmek zorunda kalıyoruz; Marketler zam yaptıkça bizler hiç bir şekilde tepki vermiyoruz. Tepki vermeyi bırakın, sepet sepet ürün satın alıyor ve tüketim çılgınlığı yaşıyoruz. Ama hiç mi hiç doymuyoruz. Bizler doymadıkca marketlere ürün koymak zorlaşıyor. Yeterli ürün olmayınca da ithalata yöneliyoruz. İhracat yeterli olmadığı için cari açık veriyoruz.
Üzülerek söylüyoruz ki, bu böyle gitmez ve gidemez. Çünkü Türkiye’nin kolay kaybedecek ve sürekli ithalat yapacak gücü yoktur. Onun için de tarımsal alanda üretim yapmak zorundayız. Bu anlamda gerekli olan neyse ve çiftçimizin üretim yapması için neler yapılması konusunda bir şeyler yapmak şarttır.
Ülkemizin tarım alanında kendi kendine yetebilirlik özelliğini kazanması gerekiyor. Eskiden olduğu gibi, ekilebilir ve biçilebilir alanlar mutlaka tarım yapılmalıdır. Üretim için yeterli topraklara ve sulama alanlarına sahip bir coğrafyada yaşıyoruz.
Hatta ve hatta bu konuda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı örnek olarak gösterebiliriz; Tüm Türkiye’ye örnek olacak ve bir çok tarımsal ürünlerin üretimini yapmak için,AK PARTİ il Başkanı sn; Mehmet Ellibeş ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı sn; Tahir Büyükakın ve ekibi ile birlikte gece gündüz demeden sürekli çalışıyorlar. Hem de masa başında değil; Çiftçimizle birlikte tarlada ve bahçede. Hem sn; Mehmet Ellibeş’e , hem de sn; Tahir Büyükakın bey’e Devlet ve millet aşığı Ayhan Yalçın olarak şükranlarımızı ve dualarımızı gönderiyoruz.
Ankara’daki makamında oturmayan ve klimalı odasında yan gelip yatmayan, sürekli sahada halkın içinde olan ve şalvar giyip, lastik ayakkabı ile çiftçimizle birlikte tarlada ve bahçede tarımsal üretim için çiftçimize destek veren, halkımızın derdine koşan ve çare olan AK PARTİ Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu’na Kandıra evladı olarak çok teşekkür ediyor, dua ile birlikte selamlar sunuyoruz.
Sizler iyi ki varsınız…Bizler de, sizlerin başarılı olması için her türlü desteği sağlamak ve yapmak zorundayız. Hepinize sağlık ve esenlikler diliyoruz…
Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın