AMATÖR BOKS FEDERASYO’UNDA ALENGİRLİ İŞLERMİ DÖNÜYOR.
Başarılı Sporcular Diskalifiye mi Ediliyor ?
- Amatör boks federasyonunda neler oluyor. Kimler hak edenlerin yerine eş dost akrabasını müsabakalara götürüyor. Ülke gencligini nasıl yok ediyolar. Neden yurtdışı spor oyunlarında başarısısız. Bunu birde yetkililer acıklamalı.
“3-9 Eylul 2021 tarihinde Elazığ’da düzenlenen Ahmet Uygur Genç erkekler boks şampiyonasinda 60 kiloda Türkiye 1. Umut Boran Memiş altın madalyayı Trabzon’a getirmiş.14 Eylülde milli takım kampına gitti.Sadece birincileri gideceği söylendiği halde ,hiç derece yapmamış Doğanay Öztürk de kampa alınmış. Kampta eleme yapılmamış.Umut’u kamptan sakatsın bahanesi ile gönderiyorlar.Aynı zamanda şampiyonada 2.olan sporcuyu da yetersiz diyerek gönderiyorlar.
Bunların yerine hiç bir galibiyeti bulunmayan Doğanay Özgür kampta kalıyor.
AVRUPAYA götürülen Doğanay Öztürk ilk maçta Gürcü rakibine eleniyor.
Umut o gecekamptan çıktığında uğradığı haksızlık karşısın da çaresizliği yüzünden üzülüp kampın önünde lisansını yakıp boks hayatına son verme kararı alıyor.Çünkü buna benzer bir olayı daha 2017 de miniklerde yaşamış. Bu ikinci durum psikolojisine ağır gelmişti .
Trabzona gelmeden randevusunu alıp Fatih devlet hastanesi fizik tedaviye ve ortopediye götürüldü.Spor hekminin bakacağını söylediler.Spor hekiminin verdigi rapor boks sporu yapmasında hiçbir engel yoktur şeklindeydi.Gençlik spor il müdürlüğüne gidilmiş ,onlar bu durumun onlarla ilgisi olmadığını ifade etmişler.
Hocasına durumu iletildi .Umut’a doktor sağlam raporu verdi ,sizde kampta yada Kastamonu’da herhangi bir hastaneden Umut’un sakat olduguna , boks yaparsa felç kalacağına dair bir sağlık raporu gönderirmisiniz denildi..Yetkili kişi bunun üzerine ,senin oğlunun performansı düşük demiş.O zaman 2. derece ,3.derece yapan sporcuları neden almadınız. Hiç derece yapmamış Doğanay katılabildi.
Sakatsın ,felç kalırsın diye söylediği sözleri inkar edip ,eleme yapıldı Doğanay 1.ve 2.den daha iyi denilmiş.
Kadın olarak bu durumla ilgilenmemesi gerektiğini ,
Argo bir şekilde ima etmiş.
Ben anne tabiki çocuğunun hakkını arayacak, koruyacak. Sizin karşınızda bir anne sıfatıyla muhatap olan bir kadına yapılan yanlışı kapatmak adına böyle bir ifade nasıl kullanılır ?
Bu nasıl bir üslup tarzıdır. Spor camiasında kadın ,erkek ayrımımı oluyor ?
Şimdi öncelikle şunu sorayım ;
Sporda kadınlar hak arayamıyor mu ?
Spor sadece erkeklere özel bir alan mı ?
Ya da hak arayan erkek mi olması geriyor ?
Gençlerimizin büyük bir özveri ve çabayla, sporcu olma hayalinin önlerini kesme hakkını kimler ne amaçla engellemeye çalışıyor ?
Bu haksızlıklara bir çok örnek var.
Bu haksızlıklar yetkililere iletilmiyor mu ?
İletiliyorsa neden önlem alınmıyor ?
Sporun amacı nedir ?
Gençlerimizi geleceğe hazırlamak ,
Alanında bulunduğumuz branş da yarışmak ,
Gerek ülke de ,
Gerek uluslararası bir başarı elde etmek değil mi ?
Neden gençlerimizin önü kesiliyor ?
Neden sporcularımıza hak ettiği değer verilmiyor ?
Spor beceri işi değil mi ?
Sporda yandaşçılık uygulaması nasıl hezimettir. ..
Spor Bakanlığının bu konuda uygulaması nelerdir ?
Bu haksızlıklardan haberi var mı?
Ya da ;
Yetkililer, ilgililer ,yöneticiler bu yapılan haksızlıklara neden sesiniz çıkmıyor ?
İSTİKLAL MARŞI’nın okunması zorunuza mı gidiyor ?
Uyuma FEDERASYON ..!
Konuşulması gereken zaman ve zeminlerde susmak veya susturanlara boyun eğmek, sadece ahlâkî bir problem değil, aynı zamanda Allah’ın gazabına uğramaya vesiledir.
Zalimlerin zulmü niçin masumları da yaksın? diye düşünülebilir. Çünkü masum dediğimiz insanlar, o haksızlığa rıza göstermişlerdir.
Peki, yaşanan hak ve hukuk ihlâllerine, her türlü baskı ve sindirmeye karşı insanlar nasıl tepki gösterecek?
Bunun da cevabını, Kur’an’ı, insanlara ders vermekle mükellef olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) veriyor: “Bir kötülük gördüğünüz zaman, onu elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmezse, dilinizle düzeltin, buna da gücünüz yetmezse, kalbinizle buğzedin. Elle düzeltmenin devletin işi olduğunu; Dille müdahale etmeni “Allah indinde en büyük ve en sevgili sadaka: İnsanların hak üzerine konuşmasıdır.Hak üzerine konuşmak, hakkı siyanet etmek(korumak) herkese vacip ise de, yetkililere farzdır.”