KUNTZ’UN GÖZYAŞLARI
Gündem bu defa futbol. 1924 yılından beri yenemediğimiz Letonya’yı bu gece(11.10.2021) yenmeyi başardık. Katar’da yapılacak Dünya kupası şampiyonasına katılma umudunu devam ettirdik. Tabi bizim son iki maçı galip olarak tamamlamak yeterli değil, Norveç’in puan kaybetmesi ile mutlu sona ulaşılması hedefleniyor. Netice olarak spor müsabakası kazanır veya kaybedersin, beni burada skordan çok Stefan Kuntz’un gözyaşları ilgilendiriyor. Göğsündeki ay-yıldızlı kokartıyla duygulu anlar yaşaması takdire şayandı. Gerçi biz bu sahnelere yabancı değiliz. UEFA şampiyonu Galatasaray’ın Teknik Direktörü Jup Derval’in Türk futboluna katkıları ve güveni artırması, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi çalıştıran Daum’un maç öncesi İstiklal marşına iştirak etmesi, Alman spor adamlarını bize çok sevdirdi. 1985-86 sezonunda Macar Mezsöly’nin, Bordoux maçında, Fenerbahçeli futbolculara verdiği motivasyon hala hafızalarımızda. Daha bir çok yabancı Teknik direktör ve futbolcuyu sayabiliriz. Sporun getirdiği hoşgörü ve barış ortamından mı? Yoksa yabancıların bize karşı farklı bakış açısından mı? Kaynaklanıyor bilemem ama dünya barışına katkısı olduğu kesin. Daum’un istiklal marşına eşlik ettiği zaman, yanımdaki arkadaşıma, takdir ettiğimi söylediğimde, -o kadar parayı aldığı için sevinçten istiklal marşı okuduğunu söylemişti. Tabi ondan çok daha fazla para almasına rağmen aynı hassasiyeti göstermeyen yüzlerce yabancıdan bahsedebiliriz.
Dünya bütün insanlığa yetecek kadar büyük ve bereketlidir. Kaynakları kıt hale getiren yine insanoğludur. Milletler mücadelesini, yok etme ve düşman görme anlayışından çıkartıp, yarış ve rekabet haline dönüştürmek, dünyaya huzur getirir. Hücürat süresi 13. Ayette, yüce Allah bu nasihati vermektedir.