Salman Ataş kimdir yurthaber61

1. Salman Ataş kimdir?

1969 senesinde Sivas’ta Zara ilçesinde doğdum ve 3 yaşındayken babamın işleri sebebiyle  Almanya’ya taşındık. Tüm eğitim hayatım Almanya’da geçti. Üniversitede de İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdim. Ancak her zaman savaş sanatlarıyla ilgilendiğim için okul bittikten sonra mesleki olarak da bu alana yöneldim.

2. Savaş sanatlarıyla ne zaman tanıştınız ve bu serüveniniz nasıl başladı?

13 yaşımdayken bir dergide Bruce Lee hakkında bir yazıya denk geldim ve babama gidip bu adam gibi olmak istiyorum, beni savaş sanatlarına yazdır dedim. Bir hafta sonra da babam beni Karate kursuna yazdırdı. Hikayem ilk Karate ile başladı. Dört yılın sonunda ustam bacak tekniklerim çok iyi olduğu için bana Teakwando yapmamı önerdi. Ben de hiç düşünmeden Karate’yi bırakarak  Teakwando’ya sıfırdan başladım. Sekiz sene sonra Teakwando’da kol hareketlerinin diğer sanatlara nazaran daha zayıf olduğunu düşündüğüm için bu eksikliğimi kapatmak adına boks eğitimi de almaya başladım. İki yıl sonra her ikisini de bırakarak Thai Box’a başladım. Aynı zamanda profesyonel olarak body building yapıyordum. Bu dövüş sanatlarını yaparken de arta kalan vakitlerimde Break Dance ile ilgilendim. Bruce Lee’nin Wing Tsun yaptığını öğrendiğimde de, 29 yaşında Wing Tsun sanatını öğrenmeye başladım.

3. Uzun zaman çeşitli savaş sanatlarıyla ilgilendiniz. Peki Wing Tsun sanatını diğerlerinden farklı kılan nedir?

Her şeyden önce bu sanat Çin’de Foshan bölgesinde rahip ve dövüş sanatı ustası olan bir kadın tarafından geliştirilmiştir. 8 prensip, 4 boyut ve 5 mesafeden oluşan avantajlı bir stile sahip savaş sanatıdır. Wing Tsun’da eş zamanlı olarak 3 hareket yapılabilir. Bunlar, denge, odaklanma, zamanlama, hız ve güç üzerine kuruludur. Bu yüzden Wing Tsun diğer branşlar gibi bire bir mücadele sporu değil, bir yaşam felsefesi sanatıdır. Bu yaşam felsefesini barındırdığından dolayı, bedensel ya da zihinsel anlamda hangi durumda olursa olsun bu sanatı herkes yapabilir.

4. Başta bir hayal sizi savaş sanatlarına başlamanız için teşvik etti. Şimdi ise Almanya’dan Türkiye’ye gelerek hayatınızı değiştirdiniz. Bugün sizi bu değişime getiren sebep nedir?

Vatanımı seven biri olarak bu sanatı Türkiye’de profesyonel bir sahada insanımızla tanıştırmak istedim. Bu yüzden geri döndüm.

5. Bu aşamada oyunculuk kariyeriniz neden ve nasıl başladı?

Aslında ilk geldiğimde aklımda oyuncu olmak gibi bir fikir yoktu. Fakat izlediğim film ve dizilerde kaliteli, profesyonel ve izleme zevki yüksek aksiyon sahnelerinin eksik olduğunu fark ettim. Payitaht dizisinde oyuncu olan bir öğrencim de dizide iyi aksiyon yapan bir oyuncuya ihtiyaç duyulduğunda beni önermiş. Sonra bana teklif edilince olumlu olarak değerlendirdim, böylece oyunculuk serüvenim de başlamış oldu. Bruce Lee gibi pek çok aktör de beyaz perde aracılığıyla bu sanatı insanlarla buluşturdu. Bu meyanda Türkiye ile doğru bir buluşma yaşadığıma da inanıyorum.

6. Savaş sanatları ve beyaz perde bir arada düşünüldüğünde ilk akla gelen Bruce Lee, Jackie Chan ve Jet Li gibi yıldızlar oluyor, onlar da çoğunlukla Hong Kong ve Hollywood sinemasıyla tanındılar. Bu anlamda kendiniz ve Türkiye için kurduğunuz hayaller ve hedefler var mı?

Öncelikle amacım sinema ve dizi sektöründe aksiyon sahnelerini doğru ifade edebileceğimiz bir sistem kurmak. Bu hedef için ilk adım olarak dublörlük ve kareografik çalışmaların olduğu bir aksiyon salonu açtık. Şu anda aktif olarak çalışmalarımız sürüyor. Türkiye bu anlamda çok güzel bir imkan ve potansiyele sahip. Biz de bu imkan ve potansiyelleri değerlendirerek Hong Kong ve Hollywood yapımlarında olan kaliteli aksiyon sahnelerinin Türkiye’de de en iyi şekilde çekilebileceğini göstermek istiyoruz.hb kaynağı selcuk yıldız

Paylaş

Paylaş