“Kızgın yağda kavrulan soğanın kokusu
bana huzur verir.
Pek çok insan bu kokuyu sevmez, oysa
bu koku bir evin yuva olduğunun işaretiymiş.
Ocak yanıyor yemek pişiyor demekmiş.
Başımı annemin göğsüne dayadığım zaman içime çektiğim onun üzerine sinmiş olan
bu kokuydu işte.
Meğer hayat dolarmış ciğerlerime.
Bunu evinden annesinden çocukluğundan
uzak kalınca anlarmış meğer insan.
Meğer daldaki kuşun peşinden koşarken elindeki kuşu boğarmış insan.
İyimserliğini kaybedersen umudunu da kaybedersin unutma
Ve her sabah her gece her gün batımında bir tebessüm ek dudak kenarına.
Büyük beklentiler hüsrana uğratır,
mutluluk senin bakış açında,
küçük kırıntıları da görmeyi dene.
Hikayen bitmedi, gülümse …:)
Yazan. Hasan Sağlam