ASLINDA ÇOK BASİT

Ekonomik şartların ağırlaştığı şu günlerde, geçim sıkıntısı çeken insanların, çektiği sıkıntıdan çok haksız kazançla servetlerine servet katan insanlar mide bulandırmaktadır. Devletin malı deniz misali, tüyü bitmedik yetim hakkı yemeyi marifet sanan aç gözlü muhterislerden kurtulmak hiç de zor değil, aksine, yapılacak ufak bir kararname değişikliği ile bunun önüne geçilebilir, aslolan bu iradenin gösterilmesidir. Gecikmesi halinde, haksız kazanç elde edenlerin sayısı artacak aynı zamanda, kazanılmış haklarından vaz geçmeleri kolay olmayacak ve kendilerine bu haksız kazancı elde etmesine destek olanlarında en büyük düşmanı olacaklardır. Bu sebeple bir an önce çözülmesi gereken bir konudur.
Servet birikimine iki yönden bakalım. Biri ticari yoldan yapılandır. Kişi kendi sermaye ve emeğini kullanarak basiretli yatırımlarla meydana getirdiği tevekkül ile edindiği servettir. Müteşebbisliği sebebiyle hem kendisi kazandığı gibi, bir çok kişiye de ekmek kapısı açması bakımından önemlidir. Ticaret sevgili peygamberimizin de mesleği olması açısından inancımıza göre sünnettir.
Gelelim ikinci ve haksız servet edinenlere. Hırsızlık, rüşvet, irtikap, dolandırıcılık v.s, bunları geçiyorum, çünkü bunlar aynı zamanda suçtur ve yapanlar da göz yumanlarda suça ortaktır, kamu düzenini bozmaktadır. Benim asıl bahsettiğim kanunen suç olmamakla birlikte vicdanlarda yeri olmayan ve adaletsiz gelir dağılımına sebep olan ve ülkedeki herkesin hakkı olan geliri, bazı kişilere pervasızca verilmesine sebep olan sistemdir.
Devlet bürokrasisinde çalışmayı hedef edinen bir insanın servet zengini olması gibi bir amacı yoktur. Onların tek hedefi ülkesine hizmet ederken, asgari geçim şartlarında kimseye muhtaç olmadan yaşama arzusudur. Bu sebeple devletin belli zamanlarda maaşlara yaptıkları zamları önemsemeleri normaldir. Çalışan eşler emekli olduktan sonra, eşlerden biri vefat edince tek maaşa düşmekte eşinin maaşını alamamaktadır. Devlet bürokrasisi ekonomide de, adalette de tekçi davranmakta bir tercih sunmaktadır. Kaldı ki devlet ve belediyeler, çalışmakta olan ve yönetime yakın olanlara ise oldukça cömert davranmakta ve sıkıntılar içinde olanlara karşın, birkaç yerden maaş alanlar ülkede büyük bir adaletsizlik örneğidir. Hatta bu kişiler Ticaretle uğraşanlar dan bile fazla servet biriktirmektedir. Biriktirdikleri servette 84 milyonun hakkı vardır.
Bu konuyu birçok defalar dile getirmemize ve medyada çok defa bahsi geçmesine rağmen, saadet zinciri devam etmektedir. Demokrasiyi özümseyen bir devletin halkın büyük kısmından esirgediği tutarın yandaşlara birden çok gelir sağlayan, yönetim kurulu üyelikleri ve birden çok yerde çalışıyor görünmenin önüne geçmesi, kanuna bile gerek kalmadan bir kararname ile önlenmelidir. Bazıları üç beş maaş alacak diye, buna sebep olanlar bu vebalin altında kalmamalıdır. Hele ki üniversiteyi bitirmesine rağmen, iş bulamayan gençlerin ciddi rakamlara ulaştığı günümüzde, böyle bir adaletsizlik kabul edilebilir şey değildir. Halkın büyük kısmı zor geçim şartlarını kader gibi gördüğü sürece yöneticilerden ses gelmeyecek ve çözüm ahirete kalacaktır. Belediyeler ve bakanlıklar bu kayırıcılığın ve haksız kazancın önüne geçmedikçe, benim milletim, benim halkım sözlerin bir anlamı yoktur.

Paylaş

Paylaş