MERKEZ BANKASI BAŞKANI NİÇİN DEĞİŞTİ?

Devlet kademelerinde, kurumlarda ve şirketlerde, sık sık yönetici ve idareci değişikliği,ayrıca görev değişikliği yapmak başarıdan çok,başarısızlık getirir. Çünkü,yönetici ve idareci bir makamda görev yaptığı sürece plan, program,proje,yetenek ve bilgilerini hayata geçirmek,topluma yada çalıştığı şirketlere fayda ve menfaat sağlamak amacıyla görev yapar.
Bir amaç uğruna görev verilen bürokrat yada idareci görevine başladığı an itibariyle,önce ekibini tanır. Ekibinde ki personelin görev alanlarını,görev tanımını ve beceri,yada yeteneklerini gözden geçirir.Ekibinde olması gereken çalışanları ile yoluna devam ederken, performanslarından memnun olmayan çalışanları ile yollarını ayırırlar.
Bürokrat tam olarak ekibini kurup, bilgi ve deneyimlerini kurumlara aktarmaya başlayıp,gerekli tedbirleri almaya başlamışken,bir bakıyor ki görev değişikliği yapılmış ve görevden alınmış.
Tabi ki görevine son verilen bürokrat yada yöneticinin psikolojik olarak düştüğü durum vahimdir. Çünkü, başarısızlık ve yenilgiye uğramıştır.
Görevine son verilen bürokratın yerine,başka bir bürokrat görevlendirilir. Görevine başlayan yeni bürokrat, yine kendi kuralları çerçevesinde görev yapar. Yine kendi ekibini kurar. Ne zamana kadar mı?… Görevden alınıp, yerine başka bir bürokrat gelene kadar.
Bu böyle yıllarca devam edecektir.
Bu değişiklikler tam zamanında ve tam donanımlı kişilerle yapılırsa sorun oluşturmaz. Aksine piyasadaki yatırımcıların güvenilir bir bir devlet idaresi,ayrıca güçlü bir devlet omurgası oluşturmak için alanında çok başarılı ve çok tecrübeli bürokratların görev yapmasını diliyorum.
Özel sektördeki sıkıntıların en büyük nedenlerinden biride,vasıfsız, beceriksiz,eğitimsiz,kültürsüz yönetici ve idarecilerin görev yapmasıdır.
Değişiklikler iyidir;Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru insanla yapılırsa iyidir. Aksine yapılırsa başarısızlık getirir.
Hangi iş,hangi görev olursa olsun;Ekip ve takım olmak zorundayız.
Devlet kademelerinde ki değişiklikler siyasi harekettir. Bu benim uzmanlık alanım değil.
Yalnız şunu ifade etmek istiyorum;Merkez Bankası başkanının sürekli değiştirilmesi, döviz açısından,piyasaya güven açısından ve dış yatırımcı açısından,ayrıca dış politikalar açısından endişe ve kaygı doğurabilir.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevinden alınarak, yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı.
Naci Ağbal’ın kısa zamanda görevden alınacağı öngörülen bir durumdu. Sn;Berat Albayrak’ın istifası sonrası, her ne kadar reel faiz politikası ile bir değişim gösterse de sadece yüksek faize dayalı politikanın tepki ve büyük sıkıntı oluşturacağı belliydi.Ve beklenende öyle oldu.

Yapısal reformlar oluşturmadan,yalnızca para politikasına yönelmek büyük bir hatadır.Kısaca faiz ve para miktarı ile enflasyonu kontrol etmeye çalışmak imkânsızdır.
Türkiye’de enflasyonun gerçek sebebi;Dışa bağlı olmak ve imalat sanayii ve tarımsal üretimin yeterli olmamasıdır.Çünkü son yıllarda özellikle tarımda büyük bir sıkıntı yaşıyoruz…
Naci Ağbal’ın,yaptığı hamle yüksek faiz artırımları ile kur kontrolüne odaklanmasıydı.Fakat,sn;Ağbal’ın yaptığı hamle maalesef tutmadı.

ABD tahvilleri enflasyon beklentisi ile yükselince sn;Ağbal’ın uygulamaya geçirdiği ve aldığı kararla yüksek faizler piyasayı tatmin etmedi. Hem kur arttı hem de iş dünyası yükselen faizlerin altında ezilmeye başladı. İşsizlik oranınında büyük artış ve piyasalara para akışının kesilmesi ile sn;Naci Ağbal’a büyük tepki gelmeye başladı. Ve hem siyasetçilerin,hemde iş dünyasının hedefi haline geldi.Hükümet faizlerin artması ile büyük bir siyasi sıkıntı oluşturacağı ve özellikle hem iş dünyasında ve hemde halk tarafından büyük bir endişeyi doğuracağını düşünüp,başkan değişikliğini yaptı.
Bakalım bundan sonrası süreç nasıl işleyecek. Yeni başkan hangi hangi hamleleri yapacak birlikte göreceğiz.
Bir an önce gerekli tedbirler alınmalıdır. Çünkü,özellikle başta enflasyon olmak üzere,döviz piyasalarındaki hareketlilik daha da artacaktır.Bu hareketlilik döviz fiyatlarında yukarı doğru yükselişi getirecek ve tüketici fiyatlarında yine büyük artış olacaktır. Fiyatların yüksek seviyede seyretmesi tüketici açısından hem maddi,hemde sağlık açısından büyük bir sıkıntı oluşturacağı kesindir.
Hükümetimizin yapacağı en büyük hamle;Bir an önce ülkemizin tekrar güvenli bir liman haline getirilmesini sağlamasıdır. Yoksa yine yüksek döviz,yüksek işsizlik,yüksek enflasyon ve yüksek tüketici fiyatları ile boğuşacagız. Bu sıkıntılar hiç bir hükümetin istemediği bir problemdir.
Hepinize selamlarımı sunuyorum.
Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın

Paylaş

Paylaş