Dolar 32,5905
Euro 34,8185
Altın 2.497,83
BİST 9.446,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 16°C
Parçalı Bulutlu
Trabzon
16°C
Parçalı Bulutlu
Cts 20°C
Paz 20°C
Pts 18°C
Sal 25°C




















“DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLUYOR MU Kİ?”

Köşe Yazarı , 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi ,İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Yaklaşık 50 farklı alanda eğitim ve sertifika sahibi,Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO
9 Mart 2021 11:43
890
A+
A-

8 Mart 1857 yılında, ABD’nin New York eyaletinde bir fabrikada yaşananlar, bugünün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına neden oldu. O gün onbinlerce kadın işçi daha iyi çalışma koşulları için grev başlattı. Greve polisin yaptığı
müdahale ve çıkan yangın olayların kanlı bitmesine neden oldu 123 kadın can verdi.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 1857 yılında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Türkiye’de ilk olarak 8 Mart 1921 yılında Dünya Emekçiler Günü olarak kutlama yapıldı.
Kadınlar, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde ederken, muhtarlık seçimlerinde ilk kez 1933 yılında yer buldu. Türkiye’de kadınlara millet vekili seçme ve seçilme hakkının ilk verildiği tarih ise 1934.
Türkiye’de nüfusun neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de hemen her alanda bir kadın çalışan görmek mümkün.
Ama, maalesef Türkiye’deki evliliklerin yüzde 5,2’sinin çocuk gelenlerden oluşuyor.Yani, hala bu sorunu çözemedik.
Ülkemizin kanayan yaralardan biri de kadın cinayetleridir. Hemen hemen her gün kadın cinayetleri haberlerini okuyoruz. Maalesef, ülke olarak bu cinayetlerin üstesinden gelemiyoruz. Kadın cinayetlerinin yüzde 85’ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmayı reddeden sevgililer işlemiştir.
Aslında kadına şiddet, dünyanın da önüne geçemediği bir mesele… Araştırmalar, cinsiyet eşitliğinde öncü gelişmiş ülkelerde bile kadının şiddet mağduru olduğunu gösteriyor.Yani kadın cinayetleri yalnızca bizde işlenmiyor.
Peki, kadın cinayetlerinin sebebi nedir?
Türkiye’deki kadın cinayetlerinde önde gelen neden namus. Yani, erkeğin kadını istediği gibi kullanabileceğini düşünmesi.

Boşanmayı veya kendisine şiddet uygulayanı öldürmeyi düşünen kadınlar da var.Ama,kadınlık içgüdüsü ve anaç kimliği bu düşüncesini bertaraf ediyor.
Hayattan bıkmışta olsalar,çocuklarını babasız bırakmak istemiyorlar.Bir kısmı da kocasını seviyor. Bir de bu, bildiği, baş edebileceği bir ortam. Evden çıktığı zaman bilmediği bir ortamla karşılaşacak. Bildiği yerde kalmayı tercih ediyor.Babasının evine de bir daha geri dönemiyorlar.Çunkü,milyonlarca kadının maddi özgürlüğü yok.Birde olayın psikolojik yönü var,toplumsal yansıması var.
Boşanmayı düşünen kadın hayatını nasıl idamı edeceğini ve ekonomik olarak nasıl geçireceğini düşünüyor.Boşanırsa konu komşu ne der diye düşünüyor.Çocuklarım var diyor.Boşanmaktan vazgeçip,kaderine razı oluyor. Ve en kötüsüde şiddete razı oluyor. Yazık…Hemde çok yazık…
Birde utanarak ve üzülerek yazıyorum; Son yıllarda aldatma ve zina olaylarında oldukça artış olduğu yönünde haberler okuyoruz. Birlikte yaşamak,dini nikahlı olarak birliktelik ve resmi nikah olmadan karı koca ilişkiler yaşanıyor. Ne yazık ki toplumda bu ilişkiler normal bir durum gibi karşılanıyor. Çünkü, toplum bu ilişkilere alıştırıldı.Gizli kaçamaklar, sosyal medya ilişkileri,sosyal iletişim kanalları derken,günümüzde geldiğimiz nokta maalesef acılarla dolu, cinayetlerle dolu, hüsranla dolu bir hayat.
Devletimizin kadın cinayetleri konusunda ve biz toplum olarak bu konularda daha duyarlı olmak zorundayız.
Kadın cinayetlerini işleyenlerin daha ağır cezalar alması konusunda,kanunların uygulanması ve devlet olarak bu cinayetlerin önüne geçilmesini temenni ediyor, bu vesile ile tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü candan tebrik ediyorum.
Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.