Dolar 32,6064
Euro 34,8200
Altın 2.513,44
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon 17°C
Az Bulutlu
Trabzon
17°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 19°C




















REKABET DEĞİL İŞBİRLİĞİ Fahrı Koc Yazdı

REKABET DEĞİL İŞBİRLİĞİ Fahrı Koc Yazdı
20 Şubat 2021 11:57
8.718
A+
A-
Türkiye müttefik ülkelerle rekabetten çok işbirliği prensibi ile hareket yolunu seçmelidir. Sayın Cumhurbaşkanının, üç dört yıldan beri, ey Amerika, ey Almanya terminolojisi iç politika da ruhumuzu kabartmakta ve kurtlar sofrasına oturmaya her ne kadar hazırlamış olsa da, söylemlerin rekabetçi havadan çıkıp işbirliği çağrışımları yapılmasına özen gösterilmelidir. Neden mi, iki sebeple; birincisi, dünyanın savaşlardan, anlaşmazlıklardan, düşmanlıktan kurtularak hem iç dinamizmin sağlanması, üretimin artırılarak bütün dünyanın faydasına katkı sunacak duruma gelmesi ve üçüncü dünya ülkelerinin de insanca bir hayat sürebilmesine imkan sağlayacak duruma gelmesinin yolunu açmak gerekir. Özellikle göç dalgalarının oluşması ile bozulan dünya dengesinin, özellikle bizim gibi duygusal toplumlara olan menfi etkisinin azaltılması gerekir. ABD Biden göreve başlamasıyla,. Trump’ın başlattığı absürt üsluptan kurtularak, diplomasi dili kullanmaya başlamak olması bir kazançtır. Ancak çoğu zaman en karlı çıkanlar, sert söylemler yerine diplomasi dilini ustaca kullananların olmuştur. Sert ifadeler toplumları anlamsız savaşa sokmaktan ve istediğini elde edememekten başka işe yaramaz. Ancak hiçbir zaman diplomasi dili haksızlığa boyun etmek şekline dönüşmesidir. İkinci sebep, ülkemizin ekonomik ve siyasi durumunun bu günkü hali bizi, rekabetçiliğe değil işbirliğine zorlamaktadır. 12 maddelik Caatsa yaptırımları daha başlamadan gündem oluşturmuştur. Rekabet halindeki bir ülkeye kimse yaptırımdan söz edemez. AİHM Demirtaş ve Kavala açıklaması bizim için her ne kadar haksız bir cüret olarak kabul etsek te, dahil olmaya çalıştığımız Avrupa Birliğinin hakkımızdaki düşüncesini yansıtmaktadır. Ancak Türkiye, bu duruma düşmeden önce almadığı tedbirleri ve diplomasi trafiğini gözden geçirmelidir. Başkasını suçlamak en kolay yoldur, ama ihmalkarlığın da sınırlarını belirlemek gerekir. Kurtlar sofrasını paylaşan ülkelerin ekonomik göstergeleri öyle basit değildir. Amerika 21 trilyon dolar ve kişi başı düşen geliri 62000 dolardır.Almanya4 trilyon dolar ve kişi başına 48000 dolardır. Bugün Avrupa ülkelerinde Yunanistan ve Bulgaristan dışında kişi başına 40000 dolar altında olan ülke yoktur. Bulgaristan bizim kadar iken Yunanistan 20000 dolardır. Türkiye 8-9 bin dolarla bir hayli geridedir. Ancak hızlı kalkınmakta olan bir ülke olması ile rekabet ortamına çekilmek istenmektedir. Özellikle petrol ve doğalgaz aramalarının sonuç vermeye başlamasıyla bir hayli de dünya gündemindedir. Uluslararası bu kazançlarımızı heba etmemek için akıllı diplomasi gerekir. Uluslararası kuruluşlarda temsil edilmeli, üye olunmalı gerekirse Türkiye’nin başını çektiği uluslararası kurumlar oluşturulmalıdır. Akdeniz Enerji platformu gibi bizi almadıkları gibi alınmayan diğer ülkelerle Akdeniz paktı veya bir Balkan paktı gibi kuruluşlara öndelik ederek, siyasi gücünü artırmalıdır. Türkler Tarih yapmış ancak tarih yazmamışlardır. Dünya, bizi kendi kalemimizden de öğrenmelidir. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Dünyanın her ülkesinde kendimizi ifade edecek lobilerimiz bulunmalıdır. Bu konu da çalışmalar muhakkak yapılmaktadır, ancak iç ve dış siyaset dengeleri çok iyi gözetilmeli enformasyona önem verilmeli bu da öncelikle iç politikadaki barışın sağlanması ile başlanmalıdır. Tabi öncelikle adaletin sağlanması ve işsizliğin önlenmesi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.